Dün gazetemiz Star’ın “Himmet Paralarını Kumarda Yedi” manşeti gündemi belirleyen haberlerden oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir numaralı düşmanı olan paralel yapının bir medya yöneticisinin neler yaptığı ortaya çıktı. Herkesin konuştuğu ilk haber Star’ın manşetiydi.
Şunu hemen söyleyeyim ki, bu haberin her aşaması ince ince düşünüldü. Üzerinde uzun zaman çalışıldı. Hataya yer vermemek için her şeye dikkat edildi. Hep yazdım gene yazıyorum. Beni başkalarıyla sakın karıştırmayın. Benim bugüne kadar medya, siyaset, paralel yapı hakkında yazdıklarımın tamamı çıktı. Ben bir şeyi yazarken her ayrıntıyı düşünürüm. Baktığım tek şey rasyonalitedir. Duygusal olarak asla karar vermedim.
Yazdıklarımın Doğan grubunu, paralel yapıyı nasıl hoplattığı, paniklettirdiği arşivlerde duruyor. Zaten medyada bu konulara benim kadar giren başka yazar da pek yok. Çünkü ben olaylara şahsi bakmam. Benim için devlet-i ebed müddettir. Şahsi beklentiyle zaten bu tür haber ve yazılar yazılmaz. Yazanların hali ortada. Akılcı bir bakışla ve doğru bilgiyle olayları yazdığınızda zaten ne demek istediğiniz ortaya çıkar.
Nitekim Ekrem Yalvak dün akşam itibariyle bütün görevlerinden istifa etti. Olayları yalanlayamadı. Gerçeği kabul etti. Paralel yapının medyasının üst düzey yöneticisi aslında en büyük ihaneti kendi tabanına yaptı.
Haber yayınlandıktan sonra paralel yapı mensupları panikten aptallaştılar. Biri çıkıp da haber yalan diyemedi. Diyemez de zaten. Çünkü haberin doğru olduğu net. Deliller, görüntüler ortada. Şimdi kara kara düşünüyorlar ne yapacağız diye. Kimi paralel gazete ve televizyon çalışanları “Ben Ekrem Yalvak’ı tanımıyorum” diyor. “Bazıları gerçek mi acaba” diye aklınca tedbir alıyor. Aslında o kurumdaki herkes neyin ne olduğunu biliyor.
Samanyolu TV’de Mali İşler Koordinatörlüğü yapan Ekrem Yalvak’ın aylık kazancı bellidir. Üç aşağı beş yukarı bu işlerde çalışanların aldıkları maaş net. Ama adam üç yıldır düzenli aralıklarla Kıbrıs’a gidiyor ve kumar oynuyor. Milleten himmet adı altında toplanan paraların nereye harcanmış olduğu da belgelenmiş oldu. Öğretmenlerden, memurlardan toplanan yardımların kimlerin keyfi için harcandığı da kayıtlara girdi.
Paralel ihanet çetesinin bu ülkeye verdiği zarar ve neler yaptıkları ortada. Sınav sorularını çalmaktan tutun da, yasadışı dinlemelere kadar bir sürü kötücül işleri oldu bunların. 17-25 Aralık darbe girişiminde hükümeti devirmek isteyenlerin gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Türk devletini uluslararası arenada zor durumda bırakmak isteyenlerin bugün kendileri zor durumda.
Dünkü yazımı şöyle bitirmiştim: “Himmet adıyla yardım toplanan paraların bir kısmının, Ekrem Yalvak gibi, Paralel Yapı medyasının üst kademesinde görev yapan kişi tarafından kumarda harcanması Paralel Yapı’nın maskesini düşürdü. ‘Yardım işlerinde kullanacağız, hayır derneklerimize aktaracağız, öğrenci okutacağız, yurtdışında kurban kestireceğiz, fakir fukaraya yardım edeceğiz’ diye toplanan paraların hangi amaçlarla kullanıldığı, abilerin bu paraları nerelerde harcadığı da ortaya çıkmış oldu. Acaba himmet adıyla toplanan paraları kendi şahsi zevkleri için harcayan paralel yapı mensubu başka abi ya da imamlar da var mı? Dinimizce haram kabul edilen kumarda böyle yüksek meblağlar kaybeden üst düzey paralel yapı mensuplarından daha kaç kişi var?
Sınav sorularını çalan, illegal dinlemeler yapan, milli güvenliği ihlal eden, kumpas kuran Paralel Yapı’nın, üst düzey isimleri meğer zevk-ü sefa içinde eğleniyorlar, toplanan himmetlerle keyif yapıyorlarmış. Artık karar hala bu yapıya inanıp inanmamakta tereddüt yaşayanlarda.”
Unutulmasın ki devlete kötülük yapanların hal-i pür melali ortada. Devlete ihanet edeyim, köşeye sıkıştırayım, zarar vereyim diyenlerin sonlarını hep birlikte görüyoruz. Kimse kendine çok güvenmesin. Devlet vakt-i zamanı geldiğinde ihanet edenlerden hesap sorar. Devlete yanlış yaparsan, bu devlet sana bedelini ödetir. Ödetmek zorundadır da zaten, yoksa devlet olamazsın.