Yer: Türkiye'nin başkenti Ankara, Genelkurmay Karargâh binası seminer salonu...
Tarih: 12 Nisan 2007...
Kişiler: Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, dönemin Kuvvet komutanları ve dönemin akredite gazetecileri.
Ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimi olacaktır. AK Parti'nin, hanımı başörtülü bir Cumhurbaşkanı adayı gösterme ihtimâli laiklerde endişe oluşturmaktadır. 28 Şubat darbe günlerine benzer bir hava vardır. 28 Şubat darbesinde olduğu gibi gazeteciler ile generaller Genelkurmay'da toplanmıştır. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt kendileri için münasib Cumhurbaşkanı adayını tarif ederken, "Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde bağlı olan bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz" der. "Genelkurmay'daki gazetecilik komedisi" adlı tek perdelik oyun Büyükanıt'ın gazetecilere söz vermesiyle başlar. Gazeteciler ve köşe yazarları kendilerini askere ispatlamak gayretiyle aralarında mikrofon kapma yarışı yaparken perde açılır, salonda bir uğultu hâkimdir...
"Y. Büyükanıt- Evet, Sayın Yetkin...
Murat Yetkin- Radikal Gazetesi...
Büyükanıt- Biraz yüksek sesle konuşalım!
M. Yetkin- Tabi efendim... Şimdi dediniz ki, Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde bağlı bir Cumhurbaşkanı seçileceğine inancımı koruyorum... Sonunda "Bunu umut ediyoruz" dediniz. Bundan bir kuşkunuz mu var?
Y. Büyükanıt- Nasıl?
M. Yetkin- Bundan bir kuşkunuz mu var? Yani böyle bir cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini dair...
Y. Büyükanıt- Yok hayır!
Emin Çölaşan- Memnun musunuz? Genel gidişten...
Y. Büyükanıt- Nasıl Emin Bey?
Emin Çölaşan- Belli adayların isimleri dolaşıyor ortalıkta, Cumhurbaşkanlığına aday olacakları söylenen bazı kimseler var, hele bir tanesi ön planda (Abdullah Gül'ü kastediyor. YK). Sizin bu tanımınıza onlar uyuyorlar mı?
(Büyükanıt Çölaşan'ın sorusuna, uymuyor mânâsına gelecek tebessümle mukabelede bulunur ve soru sorması için başka bir gazeteciye sözü verir. Araya tekrar Murat Yetkin girer).
M. Yetkin- Efendim sorumu tamamlayabilir miyim müsaadenizle?
Y. Büyükanıt- Nasıl?
(İlkokul çocuğunun silgisini alan sıra arkadaşını öğretmenine şikâyet eder bir ses tonuyla)
M. Yetkin- Müsaadenizle sorumu tamamlayabilir miyim, Emin Çölaşan araya girdi! Seçilecek şahsın bu kriterlere, yani sözde değil özde bağlılık kriterine uyup uymadığına bir karar vereceksiniz demek ki? O anda da Meclis Cumhurbaşkanı'nı seçmiş olacak. Bir anayasal sürece gidilecek mi gidilmeyecek mi, Anayasa Mahkemesi'ne... Bir de bu tartışma var. O süreci nasıl bekliyorsunuz? Tutumunuz ne olacak?
Taki Doğan- Habertürk Televizyonu Ankara Temsilcisi Taki Doğan efendim... Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili görüşlerinizi açıkladınız ama şu soruyu sormadan geçemeyeceğim efendim: Türk Silahlı Kuvvetleri'nde subay eşlerinin türban takması yasak, ısrar edildiği takdirde TSK'den ihraç ediliyor. TSK'nın başkomutanının eşinin türbanlı olması, başkomutanının altında çalışan subay, astsubayların ve komutanlarının başkomutanlarına bakış açıları nasıl olur?"
"Genelkurmay'daki gazetecilik komedisi" adlı tek perdelik oyundan kısa bir bölümü köşeme aktarabildim. Bu maskaralığın sergilenmesinden 15 gün sonra, dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt dünya tarihine geçen e-muhtırayı yayınladı. Meydanlarda "Ordu göreve" pankartları açıldı. Bugün, "Ülkede gazetecilik mi kaldı, Ak Parti gazeteciliği bitirdi" diyenler "Genelkurmay'daki gazetecilik komedisi"nde başrolde olup, e-muhtırayı çılgınca alkışlayanlardı.
Recep Tayyip Erdoğan'ı, "Sakın eşi başörtülü aday gösterme" diye darbeyle tehdit ettiler. Erdoğan tehditlere aldırış etmeden, "Kardeşim" dediği Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı yaptı. Peki sonra ne oldu?
Başkan Erdoğan karşısında, "Kardeşim" dediği Abdullah Gül'le ve Gül yüzünden kendisini tehdit edenlerin şer ittifakını buldu!
Dünya ihanet tarihinin sayılı sahnelerinden biri hâlen Türkiye'de sergileniyor!..