FIFA’yı herkes bilir de, IFAB’ı çoğu bilmez... IFAB, Uluslararası Futbol Birliği’nin (Yani FIFA’nın) bir üst kuruluşudur. Kural değişikliklerini sadece bu kurum yapar.
Dünyada 200’ü aşkın ülke olduğu halde; tüm kural değişikliklerine sadece İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya dörtlüsü karar verir. Yaklaşık 125 yıldır, bu kareasın içine başka bir ülke giremedi. Çok uzun bir dönem, FIFA bile onlara karışamıyordu. Yaptıkları itiraz, telkin, teklif ve baskıların karışımı bir girişimle; son 15 yıldır onlar da, IFAB’a üye vermeye başladı.
Gene de; Brezilya, Almanya, İspanya, Hollanda ve İtalya gibi dünya devlerinin, IFAB’da yetki ve söz sahibi olmayışını, kafam bir türlü almaz. Hadi İngiltere neyse de; Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya kim ki, futbola tek tabanca hükmetsin?
Futbolun, onların ortaklaşa paylaştığı adada çıkmış olması; dünya var oldukça kural koyucu olmalarına yeter sebep midir? Ayrıca; futbolu İngilzler bulmamış, sadece ilk kez bir lig oluşturmuşlardır. İngilizlerden önce de, ekstrem spor olarak birçok ülkede zaten oynanıyordu.
***
Bu dört ülkenin “Değişmez ve değiştirilemez” olması ve araya hiçbir ülkenin sokulmaması, artık bir tartışma platformu oluşturmaya başladı. Şikayet sesleri yükseliyor. IFAB’ın kuruluş şeması, yakında çatırdayabilir. Şimdiden haber vereyim.
İşte bu kurul, bu ay sonuna doğru toplanarak; hakemlerin maçlardaki kritik pozisyonlar sonrası video görüntülerine bakıp karar verebilmesi konusunu tartışacak... Penaltı pozisyonunu iyi süzemedi, karar veremedi mi; saha kenarındaki monitöre bakıp doğruyu bulması sağlanacak. Bu şimdilik sadece öneri... Mart sonunda karar çıkabilir. Onu bekliyoruz.
Bu teklif daha önce de gündeme gelmişti. Hatta 1999’da denemesi bile yapılmıştı.
Fransa ve İsrail; sistemin nasıl sonuç vereceğini ortaya çıkarmak üzere, Paris’te sırf bu iş için özel bir maç yapmıştı. Karşılaşma 0-0 bitti... Tartışmalı pozisyonlarda, hakem oyunu durdurup; video görüntüleriyle karar verdi. Ama bu denemede; yeni uygulamanın futbolun doğal yapısına ve ruhuna olumsuz etki yaptığı kanısına varıldı. IFAB kabul etmedi.
Bakalım bu ayın sonunda; “Futbolun doğal yapısı ve ruhu” bu öneriye uygun düşecek mi?
Futbol değişmedi, ama kafalar değiştiyse bilmem!