Herşey D-8 genel sekreteri Dipo Alam’ın dört yıl önce D-8 kuruluşu ülkelerini içine alan bir film festivali düzenleme düşüncesiyle başlamıştı. Böyle bir festival düzenleme hazırlıklarına girişmişken, Dışişleri Bakanlığı’nın 2011 Mayısı’nda İstanbul’da düzenleyecek olduğu Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı çerçevesinde sanatsal faaliyet olarak bir film festivali düzenlenmesi girişimiyle ‘Bilinmeyen Sinemalar Film Festivali’ doğdu. Çoğunluğu Afrika ülkelerinden olan ve Asya’yı da kapsayan bu festivalde, dünyada yaygın dağıtım ağına çıkamayan ama belli sinematografik değerler taşıyan, ülke kültürlerini içeriden tanıtmayı amaçlayan filmler yer aldı. Sonrasında bu festivali nasıl devam ettirmek düşüncesi üzerine yoğunlaşırken, Türkiye’nin mensubu olduğu D-8’in yanı sıra Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nı (ECO) da içine alan ‘Gelişen Ülkeler Film Festivali’ gündeme geldi.
***
En az gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere geçen festivalin muhtevasında, Afrika’nın orta yeri Nijerya’dan, Mısır’ı geçerek Ortaasya üzerinden hilal çizerek, Güneydoğu Asya’nın en ucu Endonezya’ya ulaşan geniş coğrafyadan seçme yapımlar yer alıyor. Rahmetli Erbakan Hoca’nın mimarı olduğu D-8 kuruluşu ülkelerini hatırlayacak olursak, Nijerya, Mısır, Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya ve Endonezya, eski RCD’nin geliştirilmiş formu olan ECO ülkeleri ise, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, İran, Pakistan ve Afganistan’dan meydana geliyor.
20-27 Eylül tarihlerinde seyirci karşısına çıkacak olan festivalde, Bilinmeyen Sinemalar FF’nde olduğu gibi belli bir tarih sınırlaması yapmadan, ülkelerin kültürel değerlerini en iyi şekilde yansıtmayı hedefleyen yapımlar beyazperdeye yansıyacak. Dünya sineması genelinde fazla öne çıkamayan bu filmlerin yanı sıra, ülkelerden festivale katılacak konuklar da, bu sinemaların güncel sorunlarını ve ülkeler arasındaki sinemasal işbirliği imkanlarını, festivalin gelecek yıllarda diğer ülkelerde de düzenlenme ihtimalini ele alan söyleşilere katılacaklar. Filmler güncel toplumsal yaşantılara değindiği gibi, ülkelerin tarihi geçmişlerinden esintiler getiren hikayelerini estetik bir algıyla seyircinin beğenisine sunacaklar.
***
Beyoğlu ve Üsküdar’da beş salonda seyirciyle buluşacak olan festivaldeki filmlere giriş yine Bilinmeyen Sinemalar FF’nde olduğu gibi ücretsiz olacak. Mümkün olduğunca çok seyirciyle buluşması hedeflenen festivalin, ülkeler arasında kültürel bir köprü kurması bekleniyor. İktisadi ve siyasi gelişmelerin kültür ve sanatı hesaba katmadan, yani bir vitrine sahip olmadan eksik kalacağı ortadadır. Ayrıca festivallerin mahiyeti açısından da, Türkiye’de düzenlenen çoğu festivalin Avrupa ve Batı, daha nadir olarak da Uzakdoğu sinemasından beslendiği gerçeğinden hareketle, dünyanın diğer kültürel renklerini içine alan farklı düzenlemelerin yapılması önemlidir. Afrika, Ortadoğu, Ortaasya, Hint altkıtası ve Güneydoğu Asya’yı içine alacak olan Gelişen Ülkeler Film Festivali, aslında tematik olarak, bu her coğrafi bölgenin ayrı ayrı bir festival niteliği taşıyan sinemasal varlığının mütemmim cüzü görünümünde varlık gösterecektir. Dünya medeniyetine beşiklik etmiş bu coğrafyanın sinemasında yine insanlığın büyük değerlerini içinde taşıyan temaların mevcut olması, bugün dünya sinemasının içinde bulunduğu değer bunalımının alternatifi olması anlamında da bir önem arzediyor.