Banka kredisi kullanan işçileri ve işverenlerini ilgilendiren bir soruyu ele alacağız. İşçinin bankadan kredi talep etmek amacıyla işverenden aldığı ücretini gösteren gelir belgesi. Evet. Bu belgenin işçinin işten ayrıldıktan sonra işveren aleyhine açtığı işçilik alacakları davasında kanıt olarak kullanılması.
Diyelim ki, işten tazminatları ödenerek çıkarılan bir çalışan, işyeri kayıtlarında ücretinin gerçek ücretinden daha düşük gösterildiğini iddia ederek, yıllık izin ücreti ve kıdem tazminatının eksik ödendiği gerekçesiyle işveren aleyhine dava açar. Kanıt olarak da, işte çalışırken banka kredisi alması için işverence kendisine verilmiş olup aylık ücretini içeren gelir belgesini sunar. Çünkü söz konusu belgede belirtilen ücreti, işyeri kayıtlarında gösterilen ücretinden daha yüksektir.
Buna karşılık işveren ise söz konusu belgenin içeriğini reddederek, bankadan yüksek miktarda kredi alması için çalışana verilen bu belgeye mahkemece itibar edilmemesi gerektiğini ileri sürer.
Kim haklı? İşçinin kredi alması için işverence düzenlenmiş söz konusu belgede belirtilen ücreti gerçek ücreti mi? Bu belge tek başına işçilik alacaklarına yeterli delil teşkil eder mi?
Bu soruların cevabını güncel Yargıtay Kararından okuyalım.
‘Davalı vekili bu belge içeriğini kabul etmediği gibi, bankadan yüksek miktarda kredi alınması için verilen bu tür belgelere itibar edilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür. Sözü edilen belgenin ilgili makama hitaben yazılması bunun kredi alınması için verilen bir belge olduğunu göstermektedir. Bu nedenle öncelikle bu belgenin aslı ilgili bankadan getirtilmelidir. Öte yandan dosya içeriğindeki deliller yeterli olmadığından, davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve toplanacak deliller, toplanmış deliller ile birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmeli; işçilik alacakları da bu ücret esas alınarak hesaplanmalıdır. 7.H.D. 14.6.2016, E.2016/10318, K.2016/13214’
Yargıtay’ın söz konusu kararından; bankadan kredi alması için işçiye işverence verilen belgede belirtilen ücretin işçilik alacaklarını hesaplamada esas alınmasının yeterli olmadığı, bu ücretle birlikte işçinin işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı işe göre emsal ücretin de dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Daha açık anlatımla mahkemece banka kredi belgesindeki ücret ile emsal ücretin birlikte değerlendirilmesiyle sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Sözün özü, çalışana bankadan kredi alması için işverence verilen belgede belirtilen ücretinin işyeri kayıtlarına uygun olmasına dikkat edilmesinde yarar var.