İzlanda yenilgisinin ardından futbol yorumcusu Mehmet Demirkol, Türk futbolunun yapısal krizi için çok önemli önerilerde bulunarak peş peşe iki değerli yazı kaleme aldı. "Nasıl Ayağa Kalkarız? ve "Dayı Kültürü değişmeli" adını taşıyan yazılar adeta birer futbol manifestosu niteliği taşıyor. Bir tür "Diriliş ve Kurtuluş" reçetesi yazan Demirkol, yapılması lazım gelen temel şeyleri, büyük başlıklar altında tek tek sıralıyor. Mesela şöyle diyor Demirkol:
"Futbolu gerçekten bilenler ve organizasyon kurmayı bilenleri bir araya getireceğiz. Federasyonu, eski futbolcu arpalığı, zengin çocuklarının da prestij ve oyun alanı olmaktan çıkaracağız..."
Bu en temel, en köklü ve olmazsa olmaz ilk adım olmalıdır. Futbol yönetimini değiştirmeden futbolun kendisi, kendi kendini değiştirme potansiyeline kavuşamaz. Doğru liderlik olmadan doğru pratik olmaz. En eski futbol kulübünün 1903'te kurulduğu düşünülürse aradan tam olarak 114 yıl geçmiş. Bu mantalite bu zihniyet 114 yıllık zaman zarfında herkesle rekabet edecek bir futbol kültürü yaratamamış. Sadece bu belirleme bile eski zihniyetin bütün temsilcilerini devre dışı bırakmak için yeterli neden. Demirkol ikinci olarak yapılması gereken hamleyi şöyle özetliyor:
"Önce sporun ekonomisini iyi denetleyip çalmayı çırpmayı, har vurup harman savurmayı keseceğiz. Sonra organizasyonu kuracağız. Futbolu gerçekten bilenler ve organizasyon kurmayı bilenleri profesyonel bir yapıda bir araya getireceğiz. İşini iyi bilen her alandan profesyonellerle... Federasyonu eski futbolcu arpalığı, zengin çocuklarının da prestij ve oyun alanı olmaktan çıkaracağız. Ellerini futboldan çekecekler. Almanya’nın 2000 yılından sonra yaptığı atılımı onlardan sonra en iyi bilenler, orada bunun eğitimini alan Türk kökenliler…"
Çok doğru tespitler bunlar. Futbol artık bir sır değil. Futbolda köklü ve doğru bir temel atmak için ihtiyaç duyulan bütün bilgi ve uygulamalara ulaşmak artık, çok kolay. Öyle ki, ne aradığınızı biliyorsanız size Google hazretleri bile yardımcı olabilir. Demirkolu okumaya devam edelim:
"İş bulamayan eski futbolcuların boş oturup maaş aldıkları yer olmaktan çıkaracağız TFF’yi... Gerçekten çalışacak vizyon sahibi az sayıda adama ihtiyacımız var.. Ve TFF sadece altyapılarla ve milli takımla ilgilenecek. Gerçek futbol öğretmenleri üretecek. Altyapıda maaşlar yükselecek. Altyapı antrenörlüğü saygın bir iş olacak. Torpil bulunan bir iş değil. Altyapılara oyuncu alınmayacak sonra. TFF sadece bunlarla uğraşacak. Günlük zırvalarla değil."
İyi eğitilmiş eğiticiler olmadan iyi eğitim görmüş futbol orduları yaratamazsınız. Bunun için futbol denilen o tahttan oyuncuyu kaldırıp yerine teknik adamı oturtmalıyız. Futbol ehil, işini evrensel standartlarla yapan teknik adamların kurgu ve tasarımlarından başka bir şey değil. Devam edelim. Ne diyor Demirkol:
"..Ligin yönetimini Kulüpler Birliği’ne vereceğiz. Her başları sıkıştığında TFF ve hakemlere saldırıp başarısızlıklarını örtmekten vazgeçecekler. Rakip değil ortak olduklarını bilecekler. Önümüze bir hedef koyacaklar. Ben bir yol açayım: 5 yılda 4 takımla Şampiyonlar Ligi’ne katılım... Birbirlerini yemeyi bırakıp küresel piyasada kapışacaklar. Yerli oyuncu teşvik paketini genişleteceğiz. Türk oynatan daha fazla kazanacak. Yabancı oynatmak isteyen kârını Avrupa’dan toplayacak. Yapamazsa yerliye dönecek. Çünkü FFP tam işleyecek. Yoksa küme düşeceksin. Düzeltmezsen bir daha.. Ve camialar kayırma istemek yerine kulübü o hale getirenlere hesap soracağız."
Her işte olduğu gibi futbol yönetiminde de işini ehline vermek ve hesap sorma, denetleme mekanizmalarını ışık sızdırmayacak şekilde organize etmekten geçiyor. Delege et ve denetle.
"...Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Çözümü kısıtlamalarda değil, küresel rekabet gücünü artırmakta arayacağız. Hiç bir çocuğumuza, ‘Sen olsaydın Dünya Kupası’na giderdik’ demeyeceğiz. ‘Sen istersen Dünya Şampiyonu olabilirsin’ diyeceğiz. Bunları yapmazsak olmaz. Bunlar olmaz diyen futboldan çekilsin. Çünkü onlar zaten futbolda olmak istemiyor. Mutsuzluklarını futbol üzerinden kusmak istiyorlar. Futbol, bunlar olur diyenlerle yükselecek. Bu nüfus bu ülke bu saçma salak tartışmaları hak etmiyor. Hak etmediğini düşünenler öne çıkacak. Bu işi böyle çözeceğiz…"
Ve son olarak final vuruşu yapıyor Demirkol;
"..Denetimsiz yüz milyonlarca dolar piyasada dönüyor. Başı sıkışan devlete gidiyor. Vergi vermiyor, statlar bedava, hesapları gizli. Hesap vermiyor. Peki ne için? Modern zamanlarda 1 kez gidilen bir Dünya Kupası. 1 UEFA Kupası ve 1 Süper Kupası. 2 takımla Devler Ligi’ne katılım yok. Dünya derbisinin tarafları, Vardar ve Ostersund’a eleniyor. Denetimsiz 1 milyar dolar adamı bozar. Ekonomisi kötü ve çürümüş olan hiç bir şey doğru yaşamaz. Önce bunu halletmemiz lazım. Her şeyin başı sağlıklı ekonomidir. Bu olmadan sadece bataklık olur."
İşte size Türk futbolunun kurtuluş reçetesi. Buyurun uygulayın. Hiç kimse görmedim, duymadım demesin.