Naklen yayın havuzu ilk gündeme geldiğinde, bunun oluşmaması için bazı güçler müthiş bir mücadele vermişti. Televizyonlar birleşerek BİMAŞ adlı ortak bir şirket kurmuş; havuz sisteminin başlamaması adına müthiş bir çaba göstermişlerdi. Sistemi oturtmak için kararlı adımlar atan Haluk Ulusoy yönetimindeki federasyon, sırf bu yüzden acımasızca (Ve hatta ahlaksızca) eleştiriliyordu. Gazeteler ve televizyonlar, Ulusoy’u harcamak/bitirmek/istifa ettirmek için; onu ortak hedef seçmişlerdi.
Ama ne oldu?... Ulusoy tüm baskılara direndi ve Havuz Sistemi’ni bir daha yerinden sökülemeyecek derecede kaidesine sabitledi. Bundan sonra hiç kimse, geriye dönüşü düşünemeyecek hale geldi.
Sadece dört büyük kulübe 20’şer milylon dolar vererek, diğer kulüpleri saf dışı bırakmayı ve naklen yayınları 80 millyon Dolar gibi çok ucuza kapatmayı hedefleyenler; avucunu yaladı. Artık 600 milyonlar konuşuluyor.
***
Durup dururken, bunları şunun için anlattım... VAR sisteminin gelişiyle beraber; bunun da ortadan kaldırılması için, vahşi ölçüde zemin hazırlayan belirgin gruplar var... Sistem bazılarının işine gelmiyor.
Evet, VAR düşünüldüğü kadar henüz verimli değil. Sıkıntılar/yanlışlıklar/tartışmalar elbette oluyor. Çünkü olgunlaşma sürecini tamamlamış değil. Şimdilik ergenlik çağında... Yakında rüştünü ispat ettiğinde; aynen Havuz Sistemi’nde olduğu gibi, Türk futbolundaki yerine sabitlenecektir. Kimsenin şüphesi olmasın. Geriye dönüş hayaldir.
***
VAR’ın varlığını tartışılır hale getirerek, iptal yolunu gözleyenler bu işte de avucunu yalayacaktır. Sistem kendini yenileyerek, arındırarak; ihtiyaçları ideal ölçüde karşılayacak kıvama mutlaka gelecektir. VAR ve Havuz Sistemi olmadan, artık eski düzene dönülemeyecektir. Bazıları bunu şimdiden kavrasa iyi olur.
MHK’yi, mevcut VAR hakemlerini, uygulama biçimini kıyasıya eleştirin, onda bir sıkıntı yok... Ama yeni sistemi yok etmeye, ortadan kaldırmaya çalışmayın. Beyhude... Gücünüz yetmeyecek!