Her şey yolunda gitse de Ankara tartışacak konu bulmakta, ‘temkinli iyimserlik’ iklimi oluşturmakta mahir.
Bugüne kadar İmralı’daki görüşmelerin doğru olup olmadığı; Ada’ya kimlerin gideceği; Öcalan’ın örgüte ‘eylemi bırakın, sınır dışına çekilin’ çağrısı yapıp yapmayacağı; Kandil’in bunu dinleyip dinlemeyeceği; sürece sabotaj olup olmayacağı; sabotaj girişimlerinde hükümetin geri adım atıp atmayacağı tartışıldı.
Endişeli bekleyiş sürüyor!
Bugünkü konularımız şunlar: Militanlar nasıl sınır dışına çekilecek; Kuzey Irak’a mı, Suriye’ye mi gidecekler; konvoy halinde mi, sessizce mi gidecekler; çekilme ne zaman başlayacak, ne zaman bitecek; çekildiklerinden nasıl emin olacağız; tekrar geri girmeyeceklerini nereden biliyoruz; çekilmenin güvenliği için TBMM devreye girecek mi, yasa çıkarılacak mı; akil adamlar kimlerden oluşturulacak, süreci hangi yetkiyle izleyecek, müdahale edebilecek mi; Öcalan Kandil’le telefon görüşmesi mi yapacak, videokonferansla mı konuşacak?..
Bazı sorular masum, bazıları hesaplı.
İşte hükümet kulislerindeki cevaplar:
Çekilme başladı, Haziran’da biter
- Militanlar ‘geldikleri gibi’ gidecekler. İçeri nasıl sızdılarsa dışarı da öyle sızacaklar.
-Sınır dışına çıkış istihbari olarak izlenecek. Çekilenlere yönelik operasyon da yapılmayacak.
-Çekilme esnasında ne yurt içinde ne de sınır dışında bir gövde gösterisi yapılmayacak.
-Çekilmenin tamamlanıp tamamlanmadığına istihbarat bilgileriyle karar verilecek. Bu andan itibaren yurt içinde her türlü silahlı kişi veya eyleme karşı güvenlik birimleri bugüne kadar olduğu gibi müdahale edecek.
-Sınır dışına çıkanların geri dönerek silahlı eylem yapmasına mahal verilmeyecek, olası sızmalara karşı sıkı önlemler alınacak.
-Türkiye, çekilen militanların Kuzey Irak’a gitmesini istiyor. Suriye’ye geçişe izin verilmeyecek. Kuzey Irak’tan Suriye’ye geçişin olmaması için de Kuzey Irak nezdinde girişimlerde bulunacak.
-Sınır dışına çekilme aslında fiilen başladı. Ancak örgüt ‘TBMM tarafından resmen muhatap alınmak için yasa çıkarılması, komisyon kurulması’ konusunda baskı oluşturmak amacıyla işi ağırdan alıyor. Resmi olarak ‘çekiliyoruz’ demeleri Nisan ortasını bulabilir.
-Hükümet, tüm silahlı unsurların çekilmesinin yaz başında tamamlanabileceği görüşünde. Bunun için verilen en geç tarih ise Haziran sonu.
-Çekilmeye ilişkin TBMM’de komisyon kurulmayacak, özel bir yasa çıkarılmayacak. Eyleme karışmamış, yasa dışı olarak yurt dışına çıkmak ve örgüte katılmak dışında suç işlememiş olanların yurda dönüşü için Pişmanlık Yasası yeterli görülüyor. Bir görüşe göre yasanın adı değişebilir ya da ileride sivil hayata dönüş sırasında karşılaşılacak sorunlarla ilgili düzeltmeler yapılabilir.
-Akil adamlar hükümetin çağrısıyla ama tamamen sivil inisiyatif olarak toplanacak; çözüm sürecinin desteklenmesi, çekilmenin izlenmesi ve sonraki dönemde sivil siyaset alanının oluşturulması konusunda kamuoyuna güven verme amaçlı görev yapacak.
-Çekilme için Kandil’in ve BDP’nin “Militanlar Öcalan’ın sesini duymak istiyor” talebi ciddiye alınmıyor. Bunun bir şart haline getirilmesi de beklenmiyor.
Öcalan’ın statüsünü değiştirme girişimi
Bunların dışında, BDP’nin “Yasalarda Öcalan yasa dışı bir örgüt lideri olarak görülüyor. Bununla kim niye görüşüyor diye bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız. Bunun için yasal güvence istiyoruz” sözleri; Kandil’in TBMM’nin bir Komisyon kurarak sürece katılması, yasa çıkarması talebi, “Öcalan’ın statüsünü değiştirme ve TBMM tarafından muhatap alınma” amaçlı görülüyor. Murat Karayılan’ın “Öyle hemen gel demeyle gelemezler” ifadesi de, aynı amaca yönelik ‘altımı tutamayabilirim’ tehdidi olarak değerlendiriliyor.
Bu iki konu da hükümetin gündeminde değil.