Seçim sath-ı mâiline çok hızlı girdik. Adını sanını birçoğumuzun ilk kez duyduğu 36 parti seçime katılacak.
Fakat gerçek yarışın Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında geçeceğinde kimsenin kuşkusu yok.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için de, milletvekili seçimi için de yarış iki blok arasında geçecek.
O sebeple de ittifakların durumu tartışılıyor.
Kimileri bilgiye dayalı, kimileri tahmine dayalı, kimileri de kamuoyu oluşturmak için haberler yorumlar yapıp duruyor.
Bence işin en dikkat çekici tarafı dış dünyanın özellikle batının Türkiye seçimlerini önemsemesi; dünyanın en önemli olayı olarak değerlendirmesi ve Başkan Erdoğan'ın kaybetmesi için muhalefete destek vermesidir!
Medyadaki desteğini açık olarak görüyoruz.
AYM'nin bloke edilen hazine yardımından blokajı kaldırmasının arkasında da kimi çevrelerin yönlendirmesinden doğrusu ben de şüpheliyim!
Dört tarafımız ateş çemberi ama içimizdeki maşaların sayısı da az değil!
Terör örgütüyle irtibatı sebebiyle kapatma davası görülen bir partiye beş yüz milyon lira mali yardım muhalefete verilen destek değil de nedir?
Önümüzdeki günlerde daha neler göreceğiz bilmiyoruz.
Ama batı dünyasının Türkiye seçimiyle bu kadar yakından ilgilenmesi ve muhalefete açık destek vereceğini ilan etmesi muhalefet partilerini de töhmet altında bırakıyor!
Batıcı ve teslimiyetçi politikalarını bildiğimiz partilere diyecek sözümüz yok. Kendilerini gizlemiyorlar. Uyum adı altında batının çıkarlarını önceleyecekleri ve Türkiye'de 20 yıldır devam eden büyüme gelişme ve bağımsızlığı önceleyen politikaları durduracaklarının işaretlerini imzaladıkları mutabakat metinlerinde görebiliyoruz.
Altılı maşanın yedinci ortağının tutum belgesi önerisiyle de güvenliğimizin tehdit altına alınacağını görebiliyoruz.
Bu bağlamda Cumhur İttifakı'nın Yeniden Refah Partisiyle (YRP) görüşüyor olması ve YRP'nin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayarak başkan Erdoğan'a destek vereceği ihtimali sadece ittifakı değil aynı zamanda bu mantıklı tutumu sebebiyle YRP'yi de büyütecek bir adım olacaktır.
Aslında Millet İttifakı içindeki GP de DEVA da DP de hatta tabanının önemli bir kısmı itibariyle İP de, CHP ile ittifak kurarak kendi tabanlarıyla tenakuza düşmektedirler.
Aslında onların da katılması gereken ittifak Cumhur İttifakı'dır. Ancak siyaset böyle bir şey. Siyasi ihtiras böyle bir şey. Sırf Erdoğan nefretiyle bir araya gelmek böyle bir şey.
Hâlbuki CHP'nin gölgesine girmeden yine muhalefet edebilirler, muhalefetleri anlayışla da karşılanabilir hatta oy da artırabilirlerdi.
Tarih boyunca CHP eline geçen her fırsatta muhafazakâr kesime hayat hakkı tanımama politikasını insafsızca hayata geçirmekten kaçınmamıştır. Parti politikaları hâlâ da öyledir! Bu milletin değerleriyle çelişmektedir!
Beş sağ partinin bir sol partiyi iktidara taşıması çok enteresan değil mi?!
Milli Görüş'ün temsilcisi olduğu mottosuyla siyaset yaparak CHP genel başkanını aday ilan eden partinin durumu ise içler acısıdır.
28 Şubat sürecinin yargısı merhum Erbakan'a hapis cezası vermişti. AK Parti'nin bu cezanın evde infazı için çıkardığı kanunu iptal ettirmek için AYM'ye müracaat edenler arasında millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı da vardı. Ama milli görüşçü olduğunu söyleyen o parti CHP genel başkanını mücahit ilan edecek kadar savruldu!
28 Şubat sürecinde, Erbakan'a karşı atılan sloganlar o partinin önünde tekrarlandı!
Parti tabanının o savrulmayı kabul ettiği kanaatinde değilim.
O yüzden SP taban kaybederken YRP büyümeye devam ediyor.
YRP Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başkan Erdoğan'ı destekleme kararı aldığı takdirde daha da büyüyeceğini söyleyebiliriz.
CHP gölgesine sığınan diğer partilerin tabanlarının eksiksiz CHP genel başkanına oy vereceği ise tartışmalıdır!
İnşallah o partilerin yönetimleri de seçimden önce durumlarını tekrar değerlendirir ve batının yıkmak istediği lidere karşı daha mantıklı bir tavır alırlar.
Avrupa'dan bir Milli Görüşçü aradı evvelki gün. "Bu seçimde insanlar Erdoğan'ı nasıl seçmezler?" diyor ve batının Erdoğan nefretini dert yanarak anlatıyor.
İslam Dünyası'nda Erdoğan'ın oyu en az yüzde 80; Erdoğan'a karşı çıkanlara şaşırıyorlar!
Dışardakiler gerçeği daha iyi görüyor. İçerde hırs gözleri kör etmiş maalesef.
Biz şaire kulak verelim:
Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni,
Yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni!