Bir futbolcu düşünün ki yaşı 35 olsun hem savunmada, hem orta sahada, hem hücumda üstelik de pres yaparak oynasın. Bu kadarla yetinmesin bir de gol atsın... İşte Drogba bu... Aldığı her kuruşun hakkını terinin son damlasını akıtarak veriyor.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım... Herhalde Kayserispor bu ligin en eksiksiz takımlarından birisi... Sakatlıklar ve cezalı futbolcular Kayserispor’un belini hepten bükmüş...
Galatasaray maça çok rahat başladı. Sneijder ve Chedjou’nun ayağından da iki gol buldu... Ama ondan sonra olanları ya sirkte, ya da bir komedi filminde izleyebilirdiniz... Cüneyt Çakır olmayacak bir penaltı buldu ve skor 2-1’e taşındı. Bunun ardından ancak bilardoda görebileceğiniz bir garabet gol seyrettik. Top önce direğe, sonra da Dany’ye çarparak Galatasaray ağlarına gitti. Böylece Galatasaray çok rahat oynayarak kazanabileceği bir maçı tehlikeye soktu.
Maçın ikinci yarısında iki ayı aşkın bir süredir her maçta defalarca denemesine rağmen gol atamayan Burak, Emre Çolak’ın büyük çabasıyla getirdiği topu Kayseri filelerine yolladı. Böylece Galatasaray 3-2 öne geçti ve Drogba uzak mesafeden Selçuk ile bir serbest vuruş sonrası paslaşarak takımın 4. golünü attı.
2. yarı başlarken Mancini, Sneijder’i dışarı çıkardı ve yerine Emre Çolak’ı koydu. Emre kendisine verilen bu fırsatı gerçekten iyi kullandı. Hem çok çalıştı hem de Burak’ın golünü olağanüstü bir çaba harcayarak hazırlayan kişi oldu...
Bir süre sonra Burak’ı da alarak yerine Ceyhun’u oyuna soktu Mancini. Gerek Sneijder, gerekse Burak’ın alınması herhalde Kopenhag maçı sonrası bu iki futbolcuyu zorlamamaktı.
Sabri, Galatasaray’da işlevini tamamlamış... Galatasaray’ın yediği iki golde de yerini kaybetmesi sonucu Kayserili Ömer çok rahat Sarı-Kırmızılılar’ın 18’ine gelebildi. Bir futbolcu savunmada oynayamıyor. Orta sahada yok. Forvette de olağanüstü beceriksizse ona sürekli olarak şans vermenin bir anlamı olmasa gerek.