"Harekete geçilmediği sürece şiddeti dua ederek durduramazsınız."
Malcolm X
Direnişin sembol ismine ait olan bu cümle Gazze'nin ve Gazzelilerin maruz kaldığı şiddeti görünce 'dur demenin zamanı geldi de geçiyor' dedirtiyor. Filistinli Naci El Ali'nin kaleminden çıkan 'Filistin direnişinin sembolü olan Hanzala 10 yaşında' başlıklarını artıracak kadar yoğun, kadın-çocuk ayırmadan hastane, okul gözetmeksizin 'yok edici' şiddete karşılık verilen tepki ya da daha doğrusu 'tepkisizlik', Hanzala'nın 10 yıldır ayakları çıplak, tüm dünyaya sırtını dönmekte pek de haksız değilmiş dedirtiyor: Dünya da sırtını ona dönmüş görünüyor.
Daha geçtiğimiz ay 'reform da reform, yarın değil şimdi reform' başlıklarıyla haberleri yapılan Birleşmiş Milletler üye devletlerinin bir araya geldiği yıllık olağan toplantısındaki reform çığlıkları 'dilek ve temenniler' ötesine geçemedi. O büyük büyük ifadeler olan 'uluslararası toplum', 'uluslararası hukuk' gibi kavramların bir kere daha anlaşıldı ki ne varlığı mevcut, ne de caydırıcı etkisi. Öyle olsa Cenevre Konvansiyonu ile 'savunma', 'saldırı kaynağıyla sınırlı orantılı müdahale' başta olmak üzere hedeflerin, araçların ve yöntemlerin bile düzenlendiği savaş hukukunun esamesinin okunmadığı günler görülmezdi.
Rusya ve Çin'in, 4 Şubat 2022 tarihinde yayınladıkları ortak deklarasyonda 'mevcut uluslararası sistem ve kurumlarının işlevsizliği ve sorunları önleme kapasitesinin olmadığı' vurgusuyla 'yeni bir düzen' kurulmasında işbirliği yapacaklarını ilan etmelerinin üstünden çok geçmeden farklı coğrafyalarda meydana gelen 'dondurulmuş çatışmaların' birer birer birbirinin peşi sıra devrilen domino taşı gibi tekrar alevlenmesi insanı düşündürüyor. Zamanlamasının bu kadar denk gelmesinden işkillenirken Rusya cephesinden Doğu Akdeniz'deki Batı ülkelerinin 'mevzilenmesine' karşılık yaptığı 'hatırlatma' gözlerin bir kez daha Gazze'den Doğu Akdeniz'e çevrilmesine yol açtı.
ABD, Gerald R. Ford (CVN-78) ve yanındaki 12 gemilik Dwight D Eisenhower saldırı filosunu Türkiye'nin 16-20 Ekim tarihlerinde Doğu Akdeniz'de sondaj yapacağı gemisinin 'dibine' yanaştırması, müteakiben 'Yunanistan donanmasının "Psara" isimli idra sınıfı fırkateynini Doğu Akdeniz operasyonları için NATO Daimi Deniz Görev Grubu 2'ye birlikte konuşlandırılmasıyla yüksek hazırlık durumuna geçirildiği', dahası İngiltere'nin de bir tür 'bayrak gösterme' veya 'ben de buradayım' olarak da okunabilecek olan 'Kraliyet Donanması'na ait iki gemi olan "RFA Argus" ve "RFA Lyme Bay" ile deniz devriye gözetleme uçağı' göndermesi, gemi göndermek için diğer Avrupa ülkelerinin sıraya girmesine karşılık Türkiye'nin 16-20 Ekim arasında Doğu Akdeniz'de atışlı tatbikat yapacağına dair NAVTEX ilanı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Akdeniz'deki Amerikan uçak gemileri, hipersonik füzelerimizin menzilinde. Bu bir uyarı değil, hatırlatma" diyerek Rus stratejik savaş uçakları MIG-31'lere Karadeniz'de 2.000 km menzilli ve Karadeniz'den Akdeniz'i vuracak kapasitedeki hipersonik Khinzal (Hançer) füzeleri ile devriye emri vermesi Doğu Akdeniz'i tekrar gündeme getiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olmalarına rağmen Gazze'de yaşanan dehşet verici şiddete yönelik bir hamlede bulunmamaları ise Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adrese teslim göndermeli, tam da durumu tasvir eden ve artık slogan haline gelmiş olan "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesinin hem ne kadar doğru hem de ne kadar elzem olduğunu gösteriyor. Çünkü Hanzala'nın sırtı dönük karikatürünün üzerinden geçen 10 yılda ve son yaşananlarla ne yazık ki dünyanın sırtını Filistinliler'e döndüğü gayet açık.