Bu kadar cehalet ancak tahsille olur diyen sakallı Celal’in hayırla yad edilmesine neden oluyor Putin.
Sen bir dönem iki kutuplu dünyanın kutbundan biri ol, dış politikada öyle hamleler yap ki dünyanın neredeyse yarısını etkile, etkin altına al, bugün de kaba bir cahilin yapmayacağı, istese de yapamayacağı yalpalamalar sergile.
Var mı böyle bir dış politika hamlesi? Bir konuda ülkeni haklı buluyorsan, ambargo uygulamak istiyorsan, uygularsın, sonuçlarına da katlanırsın.
Putin’in kafası öyle karışık ki.
Yarım ağız “sizden yaş sebze ve meyve almayacağız, ama bu ambargo değil” diyor, öte yandan “ama limon ve fındık alacağız onlara ihtiyacımız var” diyor. Neden limona karşı bu kadar hürmetkârsınız? Bu ne biçim ambargo?
Yaş sebze ve meyveye karşılık biz de Rusya’dan buğday alıyoruz. Buna ambargo uygulamaya niyeti yok Putin’in. Çünkü 1.3 milyar dolarlık bir ihracat kaleminden vazgeçmek istemiyor. E az para değil tabi.
Türkmenistan’a, Kazakistan’a on binlerce TIR’ımız mal taşıyor. Rusya güzergâhını kullanıyoruz. Neymiş? Putin talimat vermiş buna da yarım ağız ambargo uygulanacakmış. İşleri yavaşlatacaklarmış, aklı sıra Türkiye’yi sıkıntıya sokacaklarmış.
Türkiye ne yaptı? Azerbaycan ile görüştü. İlham Aliyev devreye girdi. Türk TIR’larından alınan vergiyi yüzde 60 indirdi, liman vergilerini düşürdü. Bu hamle Rusya üzerinden mal taşımayı otomatikman devre dışı bıraktı. Aramız düzelse bile Türk TIR’ları için Azerbaycan yolu daha karlı hale geldi. Rusya transit geçişten alacağı vergiyi kaybetti.
Türk akımı projesinde görüşmeler durdu diyor Rus Enerji Bakanı. Ama gaz vermeyeceğiz diyemiyor. Çünkü en büyük alıcılarından biriyiz. Ama Putin’den almaya mecbur değiliz. Bak Katar kollarını açtı bizi bekliyor, tam destek, full destek diyor. Putin’den almazsak Katar’dan alırız, Azerbaycan’dan alırız.
Dış politikaya bak. Aklı sıra gazla tehdit eden Putin, Akkuyu Nükleer santral sözleşmesinden vazgeçemiyor. Neden? Çünkü milyarlarca dolar gelir söz konusu.
Erdoğan hakikaten sabırlı adammış.
“Eteğindeki taşları döksün bir hele sonra elbet bizim de söyleyeceğimiz var” diyerek, bekle gör politikasını tercih ediyor. Aslında Putin’in kendini imha etmesini eminim büyük bir zevkle izliyordur.
Putin en büyük kozunun gaz olduğunu sanarak birilerinin gazına gelmiş anlaşılan.
Türkiye ise kararlı. Gazınızı almayacağız diyor. Bunu bari yanlış anlamayın.
İşler paşam işler
Ahmet Hakan dün Hürriyet’teki köşesinde “Alo Ahmet işler mi bize?” diye sormuş. Alınmış anlaşılan. “Teflon gibiyim yapışmaz bana” diyor açıkça.
Yapışır paşam yapışır.
Sen değil misin ki, yanlış anlamalara yol açabilecek bir başlığı Gültan Kışanak’ın ikazı üzerine değiştirdik diyen.
“Alo Ahmet” cuk diye oturur sana.
Neden mi?
Çünkü çifte standart sahibisiniz.
“Tahir Elçi’nin öldürüldüğü çatışmada iki polis şehit oldu” altyazısı mı yoksa Gültan Kışanak’ın ricası mı senin hassasiyetini tetikledi bilmiyorum ama madem “hassasız” diyorsun, şu sorulara cevap ver o zaman.
“Ülkeye vatan hainleri el koymuş, ülkeyi vatan hainleri yönetiyor” sözü yanlış anlamaya müsait bir cümle değil mi?
Bu cümlenin muhatabı kanalın yöneticisini arayıp “bu haberle bana karakter suikastı yapılıyor, alet olmayın” ikazıyla bu söz kaldırıldığında, bunu yapan “Alo Fatih” oluyor da, o altyazıyı kaldırın ricasında bulunan Kışanak’ın ikazını yerine getiren sen neden “Alo Ahmet” olmuyorsun?
Madem bu kadar hassassın yanlış anlamalar konusunda. Aynı hassasiyeti neden Erdoğan için göstermiyorsun? Buna kim mani oluyor? Şahsi hesabın mı var yoksa patronunun hesabını mı görüyorsun?
Cevap ver “Alo Ahmet...”