Ersun Yanal, henüz elde-avuçta bir şey olmadan, taraftara sürekli gaz veriyor. Yüksek perdeden vaadlerde bulunuyor. Buna bir yerde mecbur ama; işin sonunda kaybetmek zorunda kalacağı şeyleri de, şimdiden hesaba katmasını bilmeli...
Nedir o?
F.Bahçe’ye neredeyse “Şampiyonluk” hedefi icat etmekle; kendi sonuna şimdiden tuğla döşemiş olacak... Olmayacak duaya amin demeye çalışmasın. Beklentiyi yükseltmek; düşme potasındaki durumundan sonra, yakalanacak çok daha iyi pozisyonu; sonunda burun kırılacak hale getirir.
İşin yanisi şu: Sezon bittiğinde, F.Bahçe sıralamada mesela 6’ıncılığı kaparsa; bu elbette çok iyi bir sonuç olur. Yanal’ı da kutlamak gerekir.
***
Ama şu anda takındığı tavır, taraftarı olası bu sonuçtan da çok ileride, hayali bir hedefe yönlendiriyor ki; eğer olamazsa neyle tatmin olacağınıı, soru işaretleri içinde bırakıyor.
İşin açıkçası; Ersun Yanal “Aferin” alacağı başarılarını, şimdiden mızmızlanmaya-çemkirmeye uygun hale getiriyor. Gaz vermenin ölçüsünü iyi tayin etmeli.
Bunları söylerken de, sarı-lacivertli camiaya, içinde bulunduğu durumu “Kaybedilmiş Sezon” olarak bakılmasını elbette istemiyoruz. Çünkü Türkiye Kupası’nda elde edilecek muhtemel bir şampiyonluk, lig kadar ulaşılmaz değildir. Başka yollardan Avrupa kupalarına da katılma şansını tamamen kaybetmiş değil. Fırsatlar var.
***
Bizdeki taraftar profili, hamasete teslim olmaya çok yatkındır. Duygularıyla oynandığında, motive edilmesi an meselesidir. Ama onları umutlandırmaya çalışırken, hedefe doğrudan kilitlerseniz; tüm ara sonuçları felaketle adlandırırlar. Düşme potasındayken göstermedikleri yoğun tepki, ligi 6’ıncı bitirdiğinizde, aynı kabullenişte kalmaz. Öfke büyür.
Bu nedenle, ister Ersun Yanal isterse yönetim olsun; kimse olması gerektiğinden fazla, umut ticareti yapmasın. Bazen, işi doğal akışına bırakmak; en doğrusudur.