Hz. Muhammet SAV İslam'ın yayılmasında, Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethinde, Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş savaşında yalnız değillerdi. Bir GAYE etrafında birleşmiş, milli ve manevi değerlerle yeşermiş, liyakat ve sadakat sahibi İNSANLARLA bu zaferleri kazanmışlardır. Tarihin gururla yâd ettiği, bir avuç insanın türlü imkânsızlıklar içinde elde ettiği bu zaferlerin kazanılmasında ortak olan noktalar; İnsan, ahlak, fazilet, ilim, irfan ve GAYE BİRLİĞİ yani "AKİDE" idi…
Dünyanın değişmesi öncelikle beşerin insan olmasıyla mümkündür. "Toplum cinsiyet değiştirmeli." O zaman bir avuç insanla ne zaferler kazanılır. İnsanla çıkılan yolu gaye birliği, beşerle çıkılan yolu ise menfaat birliği oluşturur. Gaye birliğinde sevgi ve inanç vardır bu nedenle son nefese kadar devam eder. Menfaat birliği ise çıkar amaçlıdır, sürekliliği yoktur. Menfaatlerin çatıştığı noktada ise çözülmeler başlar… Beşerin itiraf etmekten sakındığı, meşru gerekçeler arkasına gizlediği, kendisini ve karşısındakini kandırdığını zannettiği menfaat…
Hicretin 61. yılının 10 Muharrem günü Hz. Hüseyin ve yanında bulunan bir avuç İNSAN bugün Irak toprakları içerisinde kalan Kerbela'da, Yezit ve etrafında menfaat birliği yapmış 4000 beşerden oluşan bir ordu tarafından hunharca katledildiler. Yezid'in Hz. Hüseyin'in üzerine saldığı ordunun komutanı Ömer b. Saad "ganime(t)" için savaşmıştı. Bu ganimetçi beşer, öldürmeye geldiği Hz. Hüseyin namaza durduğunda ona cemaat olarak uymakta bir beis görmemiş ve utanmadan: "Ey Hüseyin, kalbimiz seninle ama kılıçlarımız Yezit'le" demişti. Katledilen Hz. Peygamber'in sevgili torunuydu, katledilmeyi gerektiren bir cürüm işlememiş, sadece yönetimin kendisini potansiyel muhalif görmesinden ötürü, türlü entrikalarla yerinden edilerek tuzağa düşürülmüştü. Onun katli, değil bir peygamber torununa, hiçbir insana, hatta bir canlıya dahi reva görülemeyecek hunharlıkta gerçekleştirilmişti. Bu nedenle bu olay Sünni'siyle, Şii'siyle, Bekrî'siyle, Alevi'siyle bu olay Müslümanların hafızasında silinmez bir biçimde kalmıştır.
Kişilerin oluşturdukları kuruluş, birliktelik ve ilişkileri amaçlarına göre; Gaye mi yoksa menfaat birlikteliği mi diye ayırabilmemiz; Oluşumların meşruluğu, sürekliği, güvenilirliği, verimliliği, dayandığı ilkeler konusunda omurgalı mı yoksa omurgasız mı olduğu konusunda SAĞLAM kanaatler verirler.
İzmir'de yoğun şekilde gözlenen bazı milletvekilleri, parti il ve ilçe yöneticilerinin birbirleriyle ve ganim(e)t çevreleriyle kurdukları birliktelikler, tarihin ışığından bakılınca, kalbi Hüseyin ile olduğu halde kılıcı Yezid'le olan bedbahtları çağrıştırıyor. Bitaraf olmuş duruşları, kurdukları menfaat birliktelikleriyle; neyi, niye ve kimin için yaptıklarını gözlemlemek hiç de zor değil. Nasıl olsa "beşer" ayak oyunlarıyla halkın ve merkezin gözünü boyarım zihniyetlerini hala korumaktalar. Unutulan, bu millet bu menfaat birlikteliklerinden o kadar çok istismar edildi ve türlü oyunlarla kandırılmaya çalışıldı ki artık herkes neyin ne olduğunu anlamakta eskisi kadar zorlanmıyor…
ALLAH'ın izni ve lütfuyla bugünlere gelmemize vesile olan başta Hz. Muhammet SAV ve ehli beytine, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk, Mehmet Oruç ve dinimiz ve vatanımız için gaye birliği yapmış tüm şehitlerimizin ruhuna EL FATİHA…