Gara operasyonunu hangi güvenlik uzmanından dinlesek büyük bir askeri başarı olduğunu söylüyor.
Yazıya başlık yaptığım, 'tarihi bir destandır!' tespiti Cuma günü TV 24'de konuşan eski asker güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ 'a aittir.
Vatandaşlarımızın infaz edilmesi hususunda da ilk sorumluluğu infaz eden örgüte yüklüyorlar.
Kaçıran ve infaz eden terör örgütüdür.
Devlet rehineleri infaz etmek için değil kurtarmak için gayret sarf etmiştir.
Örgüt çirkin yüzünü bir kez daha göstererek elleri bağlı insanları infaz etmiştir.
Gerçek böyleyken ve kamuoyuna açıklanmayan detay bilgiler bile kendisine verilmişken CHP Genel Başkanı'nın '13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır' demesi hakikaten akıllara durgunluk verecek ve sabır taşını çatlatacak bir tavırdır.
Nitekim Başkan Erdoğan'ın sabrı da tükenmiş ve bu tavra karşı çok sert bir mukabelede bulunmuştur.
Çünkü Kılıçdaroğlu terör örgütünün uzantısı HDP ile aynı dili kullanmaktadır. Bu da hiç şüphesiz terör örgütünü ve arkasındaki güçleri sevindirmektedir.
Bu terör örgütünün batı emperyalizminin besleyip büyüttüğü ve üzerimize saldığı bir cinayet örgütü olduğunu Kılıçdaroğlu'nun bilmemesi mümkün değildir. Türkiye Gara'da sadece terör örgütüyle çarpışmamıştır aynı zamanda başta ABD olmak üzere batı emperyalizmiyle mücadele etmiştir/etmektedir.
Kendisine hiç bilgi verilmemiş olsa bile ülkenin ikinci büyük partisinin genel başkanı olarak önce bu vatan evlatlarını kaçıranlara, sonra infaz edenlere sonra bu örgütün arkasında duranlara en ağırından eleştirisini getirseydi, askerimizin operasyondaki fedakârlığını ve başarısını kutladıktan sonra da rehinelerin kurtarılamamasını münasip bir dille eleştirseydi bu gerginlik yaşanmayacak bu konu o kadar tartışılmayacaktı.
Çünkü sorumluluktan kaçan bir Cumhurbaşkanı yok ki. Yeri geldiğinde hatasını bile itiraf eden son yarım asrın belki de tek siyasetçisi Başkan Erdoğan.
Ama asıl sorumluları hiç ağzına almaz ve tüm sorumluluk terör örgütünün destekçileri gibi başkana yıkılırsa elbette ki gereken cevap verilecektir, verilmiştir de.
Kılıçdaroğlu sadece bu olayda böyle bir hata etmiş olsaydı onu da siyasetteki acemiliğine verirdik. Ama öyle değil.
Kılıçdaroğlu CHP'nin başına geçtiği günden beri CHP, Türkiye'nin milli meselelerinde karşı tarafta yer aldı maalesef.
ABD S-400'ü almayın dedi CHP aynı dili kullandı, Yunanistan, Türkiye Akdeniz'i geriyor dedi CHP aynı dili kullandı, Ermenistan Türkiye Azerbaycan'a cihatçı gönderdi dedi CHP aynı dili kullandı. Örnekleri artırabiliriz.
CHP Genel başkan yardımcısı Yılmaz Ateş 'Benim partim FETÖ'ye teslim oldu!' derken aslında bu gerçeğe parmak basmıştı.
CHP'nin bir diğer Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ve de CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce partilerinden ayrılırken benzer gerekçeler sıralayarak bu gerçeğe parmak bastılar.
Kılıçdaroğlu'nun bir proje olduğunu anlatan raporu Onur Öymen daha 2008'te gündeme getirmişti.
Ben CHP'ye terör örgütünü destekliyor diyemem ama üstlendiği misyon ile terör örgütünün uzantısı siyasi partiyi küstürmemek için takip ettiği bu siyaset, kusura bakmasın dolaylı da olsa terör örgütüne ve siyasi uzantısının iplerini elinde tutan emperyalizme hizmettir.
Özetle, emperyalizm terör örgütünü, terör örgütü HDP'yi, HDP de CHP'yi rehin almıştır.