Geride bıraktığımız hafta içinde Tunus Ennahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi ile önce Tunus’ta, iki gün sonra da Ankara’da söyleşi yapma imkanım oldu.
Gazetecilik de, tıpkı hayatın diğer alanları gibi biraz şans, biraz nasip işi.
Star Gazetesi ve 24 TV için Tunus Ennahda Merkezi’nde Gannuşi ile gerçekleştirdiğimiz röportajın 24 TV’de yayınlandığı gün, Tunuslu bilge Gannuşi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için Ankara’daydı.
Saat 18.00 bülteninde yayınlandığı sırada da Esenboğa Havalimanı VIP Salonu’nda Tunus’a hareket etmeye hazırlanan Gannuşi ve Ennahda heyeti ile birlikte izledik röportajı.
Cuma günü Tunus’ta yapılacak anayasa kutlamaları öncesi Ankara’da Başbakan Erdoğan ile görüşen Gannuşi, görüşmenin ayrıntılarını Star’a anlatırken gelecekten umutlu konuştu ve tekrar tekrar Ankara’ya teşekkür etti.
Gannuşi’nin ana mesajını Star’da Cuma günü geniş bir şekilde yayınlanan mülakatta da okudunuz:
“Tunus başarısı, demokrasi ve İslam’ın başarılı evliliğinin sonucudur.”
Bu vurgu Cuma günü Tunus’ta yapılan anayasa törenleri sırasında hazır bulunan tek Batılı lider olan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından da şu şekilde yapıldı:
“Tunus, İslam ile demokrasinin çelişmeyeceğini gösteren önemli bir örnektir.”
Kayda geçmeli, bu vurgunun Fransa tarafından yapılmasını.
ABD güçlerinin terörle mücadele amacıyla Tunus, Cezayir ve Libya sınırlarında konuşlanacağına dair haberler de bizzat Gannuşi tarafından Ankara’daki söyleşimiz sırasında yalanlandı.
Ennahda lideri, “Yabancı güçlerin Tunus’ta işi yok” dedi.
Burgiba Caddesi ve el-Kitab kitabevi
2011 yılının Ocak ayıydı. Tunus’a ilk olarak Arap Baharı’nın fitilini ateşleyen Yasemin Devrimi günlerinde gitmiştim. O yıllarda Paris’te yaşadığım için, yolculuk Paris penceresinden çıkılmış bir Tunus yolculuğuydu. Fransa’da yaşayan göçmen gruplarının içinde en kalabalık olanlardan birisi de Tunuslulardır. Fransa’da yaşayan bir Türkiyeli için, Tunuslular hemşehrisidir sanki. Mutlaka Tunuslu bir kapı komşusu, illa ki çocuğunun okulunda Tunuslu bir sıra arkadaşı...
İstanbul’dan çıktığım Tunus yolculuğu ise başka bir çerçevedeydi. Arap Baharı ülkelerinin içinde, yaşadığı sayısız çalkantıya, siyasi krize rağmen anayasa hazırlamış, kabul etmiş bir Tunus, Arap ülkelerine de örnek olarak gösterilen bir deneyime dönüşmüştü.
Röportajı beklerken, yine Burgiba caddesine düştü yolum. İlk gidişimde, sokak gösterileri sürerken, tezahüratlar arasında yasaklı kitapları vitrinlerine çıkardığı an gözümün önünden gitmeyen El Kitab kitabevine uğradım.
Bu kez, üzerinden üç yıl geçmiş Yasemin Devrimi’nin muhasebesinin de yapıldığı, sakince analizlerin ve bazen de insafsız infazlarda bulunulan yeni kitaplar raflardaki yerini almıştı.
Devrimi bir kitapçının raflarından izler gibi oldum.
AA, Fransızca yayın için Tunus’u üs seçmiş
Anadolu Ajansı Tunus Temsilciliği’ni anmadan geçmek olmaz. Batı ülkelerindeki Türk yayıncılığına fark atacak bir şekilde Ortadoğu coğrafyasında etkin olan Anadolu Ajansı, Fransızca yayınlar için Tunus’u merkez seçmiş. Test yayına başlamışlar... Tunus’taki mesaimiz sırasında ev sahipliği yapan AA Tunus Ofisi’ni bu çalışmadan dolayı da yakından takibe almakta fayda var.