Maç başladığında, şaşırdığım bazı şeyler oldu... Sırasıyla anlatmak gerekirse:
1- Fernandao, fizik olarak kendini toparlamış ve oynama isteği ile yüklenmişti. Yararlı olmak için özel çaba gösterdiği hemen anlaşılıyordu. Golünü de çabuk attı.
2- Volkan Demirel malum, zaten kaç zamandır zayıflama sürecine girmişti. Daha da fit olmuş... İnsan azmanı görüntüsünden çıkıp, bayağı yakışıklı hale gelmiş.
3- F.Bahçe takım olarak; başlarda iyi niyetli, çalışkan ve sonuç almaya odaklıydı. Takım oyununu sıkıntısız uyguluyordu. Ama zaman geçtikçe, bütünlüğünden kopmaya başladı.
4- Göztepe, daha önce lig sıramasındaki yerini dolduracak ve çıkışını haklı çıkaracak kıvamdaydı ama, devre arası onlara pek yaramamış gibi... Kopuk ve etkisizdi.
5- Hakemlerin kısa kollu formalarının kol üstündeki imalatçı şirket amblemi, özenle ve siyah bantla kapatılmıştı. Neden acaba?
***
F.Bahçe 1-0 önde olmayı, sanki sabitlenmiş avantaj olarak gördüğü için; o hatasının devamı olarak, maçı rolantiye çevirme moduna girdi. Atağa geçmek, pozisyon üretmek, tehlike yaratan girişimlerde bulunmak gibi girişimlerden giderek arındı... Göztepe bu anlarda bile etkili olamayınca, maç baştan savma görev haline geldi.
Ama F.Bahçe savunmasındaki bir hata; maçın akışını/gidişini/yönünü aniden değiştirdi. Göztepe’nin (İkramla) attığı gol, maça nihayet hava/hareketlilik/heyecan getirdi.
***
Devreye Valbuena, Soldado ve Alper Potuk girdi... F.Bahçe kendine geldi... Tempo yükseldi... Ama bu hareketlilik; bilinç, kararlılık ve oyun disiplini ile örtüşemeyince, puan kaybına ramak kalmıştı. Neyse ki Soldado imdada yetişti.