Hamza hocanın en büyük sorunu sakatlıklar. İstenmeyen Yekta’ya “Melo ile orta sahanın yükünü çek” denecekse, o zaman yönetenler konuştuklarına dikkat edecekler. Gün gelir işiniz o oyuncuya düşebilir. Burak Yılmaz gibi ligin en skorer oyuncusundan faydalanamıyor olmak ve eksikler Galatasaray’da geniş bir rotasyona sebep oldu. Hamza hoca şans verdiği oyuncuları topun arkasına geçmeyi arzulayan isimlerden tercih etti. Gerçekten de topun arkasına geçişler iyi yapılınca etkili oldular. Kanatta Sneijder ve Emre, Umut’un arkasında Selçuk ile gol aradılar.
Hamza hoca ilk onbirde kanat oyuncusu yerine 4’lü orta saha özellikli oyuncuları oynatarak, pas yaparak gitmeye çalışan, kaybedilen yerde topun arkasına geçecek bir takım oyununu tercih etti.
Maça Eskişehirspor etkili başladı, iki tehlikeli ataktan Mori’yle yararlanamadı, çünkü Muslera iş başındaydı, inanılmaz kurtarışlar yaptı. Galatasaray, Eskişehir karşısında 4-5 maçtır gol atamama olayını Umut’la tarihe gömdü. Muslera’nın kritik hatası ile Sissoko beraberliği sağladı.
İkinci yarıda Hamza hoca Yekta’nın yerine Olcan’ı oyuna alarak topu rakip alana taşıyıp, gol atmayı, Melo ve Selçuk’la da orta alanı kontrol etme düşüncesindeydi. Ama Eskişehir zor lokmaydı. Mori defansı tek başına yordu ve yıprattı. Galatasaray 11 kişi defans yaptığı için ataklara çıkmakta zorlandı ve oyunun kontrolü Eskişehir’e geçti. Bu sırada Emre’nin bir şutu da direkte patladı. Eskişehir baskısına rağmen önce Umut yüzde yüz bir gol kaçırdı sonra 87’de Selçuk galibiyeti getiren golü attı. 274 gün sonra da golle buluşmuş oldu.
Bu galibiyet aldatmasın. Galatasaray 60’tan sonra tempo olarak düşüyor ve her geçen gün ivme kaybediyor. Böyle devam ederse şampiyonluk yarışından çabuk kopar.