Galatasaray, şampiyon olacağı izlenimini, duygusunu, güvenini vere vere; olma beceri ve yeterliğini göstere göstere koştu, ipi göğüsledi. Yöneticinin gücü, oluşturduğu kadro, teknik adamın yetkinliği ve yarışta bu yapıyı aşacak başka bir oluşumun bulunmaması, büyük çoğunluğun aklına bir başka şampiyon getirmiyordu zaten.
Galatasaray’a kutlu olsun.
Böyle bir hedef için yapılan yarışta büyük yatırımlarına karşın verimlilikte aşırı iniş-çıkışlar göstererek geride kalan Fenerbahçe’ye ders olsun.
Ve de özellikle Beşiktaş’a... Giderek tüm lig yarışçılarına ders olsun. Beşiktaş’a ders olsun, zira başarılar öncelikle ‘iyi’ ama yanı sıra ‘yeterli sayıda’ futbolcu ile kazanılıyor. Onların iyi teknik adamla yönetilmesi ikinci planda.
Beşiktaş’ın ligde dar kadro ile yarışması hata değildi elbette. Önceki yönetimden kalan parasal sorunları giderme amacından doğan zorunluluktu. Az para ile idare edip, kulübün itibarını ve geleceğini kurtarmak gerekiyordu.
Bu da başarıldı. Takım ligde ilk dördü garantiledi. Avrupa’ya da çıkacak.
Başkanın ifadesine göre, ekonomik zor durum artık atlatıldı.
Demek ki şimdi sıra, önce güçlü yönetim, sonra güçlü kasa oluşturmakta. Ve bunlarla güçlü ve geniş kadro kurmakta, o kadroyu en iyi biçimde yönetecek teknik adamı seçmekte.
Fikret Orman tüzük değişikliği toplantısında bir çeşit güvenoyu aldı.
Bir yandan iş yapmayarak bir yandan kaprisleriyle kulübün hizmet eden yöneticilerini de yıpratan, çalışana çalışmayarak çelme takanların ürettikleri gruplar azınlıkta kaldı...
Ancak hizmet için taşın altına el sokma cesareti gösterenlerin de kulüp yöneticisi saptarken çok titiz olmaları, ‘oy getirir’ ve benzeri gibi yanılgılarla işin adamı olmayanları yönetime almamaları gerekiyor. Aldıktan sonra başlarına gelenleri biliyorlar. İstifalar, çalışmamaklar, yetersizlikler, yönetimi, başkanı çok yıpratıyor.
Fikret Orman’ın çevresinde dolanan kimi adamların yönetici adayı olacakları konuşulmakta! Şaşırtıcı! Öyle ufuksuz, sıradan adamlar ki hem yapacakları işi bilmezler hem bilmediklerini bilmezler... Orman paçayı onlara kaptırırsa, giderek gerilen sinirleri kısa zamanda bir kaç yerden kopar.
‘Yönetilecekleri’ bu konumda bırakmaz ‘yöneten’ durumuna getirirse, ‘özveri yılı’ nedeniyle gösterilen hoşgörüyü de verilen desteği de bir daha göremez.