Galatasaray, tarihinde değil belki ama, uzun yıllardır ilk kez bu kadar aciz, bu kadar ne yaptığını bilmez, bu kadar da beceriksiz futbol oynamamıştı. Hep söylüyorum... Takımdaki yabancıları çıkarın, Selçuk’u da alın; geriye hemen hemen kimse kalmıyor.
Astana karşısında Sarı-Kırmızılılar, ilk yarıda bal üretmeyen arılar gibiydi. Kaleye gidiyorlar, geliyorlar, orta sahada pas yapıyorlar, savunmadan top çıkarıyorlar ama bir türlü gol atamıyorlardı. Gol atmayı bırakın, doğru düzgün pozisyona bile giremediler. Yasin ve Burak Yılmaz’ın kaçırdığı pozisyonlar dışında dişe dokunur hiçbir şey yok. Astana’nın da bir şutu var, direkten dönen.
Geçmişteki Galatasaray takımları, Astana’ya ilk yarıda en az 3 gol atardı. Çünkü Astana sıradan bir takım. Futbolcuları iyi niyetli, çok koşuyor. Kalecileri vasatın üzerinde; o kadar...
Mustafa Denizli, Chedjou’yu Melo’nun yerine çekerek, orta sahayı güçlendirmeye gitti. Ancak Galatasaray’ın elinde ikinci bir Chedjou yok. Semih, geçmiş yıllardaki oyununu mumla aratıyor.
Sabri’nin iyi niyetine kimse bir şey söyleyemez. Sabri’yi suçlamak da yanlış. Suçlanacak birileri varsa o da yıllardır Galatasaray’a sağ bek almayan yönetimler ve Emmanuel Eboue’yi gönderenler.
Bırakın Şampiyonlar Ligi’ni, Avrupa Ligi’nde bile Galatasaray’ın yol alması mucizelere bağlı. Takım her şeyden önce takım değil. İlk onbirinde oynayanların çoğu, daha önce dediğimiz gibi, formayı hak etmiyor.
Maçın son dakikalarında Umut Bulut’u sahaya süren Mustafa Denizli ne yapsın? Elindeki futbolcular bu kadar. Gerçekten de Denizli’ye teknik direktörlük kariyerinde bu kadar yetersiz bir takım teslim edilmemiştir.
Sarı-Kırmızılılar’ın toparlanması için, devre arasında en az 2-3 kaliteli ve takıma hemen girebilecek topçu alması şart. Finansal Fair Play kuralları ile uyum sağlama konusunda 1 yıl erteleme alan yönetim, bu transferleri yapmak zorunda. Yoksa bu sezonu kayıp hanesine yazarız.