Galatasaray iyi bir kadro kurmuş. İyi futbolculardan oluşan takım oyununa sahip olan Teknik Direktör İgor Tudor, Osmanlıspor karşısında özellikle ilk yarı itibariyle takım halinde presli futbola özen göstererek adeta Başkent temsilcisini kendi yarı alanına kilitlemiş gözüktü.
Galatasaray kornerden Maicon’un kafa golüyle maçın erken dakikalarında öne geçen olduğu zaman Aslan’ın hücum presi takım halinde uygulama isteği Osmanlıspor’u engeller görüntüsü zaman zaman Ankara ekibinin oyun kurgusunun içine çomak soktu. Üstüne üstlük Gomis gibi golcü bir oyuncu attığı ikinci Galatasaray golüyle farklılık yarattı.
Osmanlıspor kendi evinde seyircisinin önünde bir türlü futbol adına sahaya ağırlığını koyamazken, ikinci yarı biraz hareketlenmeye başladı. Serdar Osmanlıspor adına ilk kez gol pozisyonu yakaladı. Öylesine savruk bir vuruş, Galatasaray kalecisi Muslera için kolay kurtarılan bir top oldu. Tolga Ciğerci’nin atmış olduğu üçüncü Galatasaray golü ise Sarı-Kırmızılılar’ın futbol olarak ne kadar iyi yolda olduğunun kanıtıdır bence. Serdar Gürler’in Osmanlıspor golünde ise hala Galatasaray savunma anlayışında eksiklerin var olduğu meydana çıktı.
Regattin’in kale dibinden golü kaçırması hayret vericiydi. Gol olsa Osmanlıspor maça ortak olabilirdi. Galatasaray 65-70 civarındaki dakikalarda Türk futbolu adına yüksek tempo yakaladı ama 70’ten sonra biraz durağan göründü. Atılan gollerin sayesinde skoru korumaya girmesi belki Galatasaray’ı sıkıntılı gösterdi ama ben iddia ediyorum ki, Sarı-Kırmızılılar takım olarak ligin başladığı şu dönemde en etkin, en yüksek tempolu, en arzulu görüntüsüyle maçı kazanan oldu.