Galatasaray çok zor bir döneme giriyor. Şampiyonlar Ligi, Süper Lig ve Türkiye Kupası. Takıma baktığınız zaman eksikleri fısıldamıyor, resmen haykırıyor. Sağ bekten başlayalım. Sabri neredeyse 20. yılını dolduracak sarı-kırmızılı takımda. Bu sezon Hamza, ona deyim yerindeyse büyük bir kıyak yaptı ve ücretinin 1.8 milyon euro’ya çıkmasını sağladı.
Galatasaray sağ kanatta Sabri ile ancak Türkiye Kupası maçlarını götürebilir. En son İnter maçında gördük. Sabri ileri gidiyor, topu kaybediyor ve geri dönemiyor. Güvenilir bir sağ kanat hücum oyuncusu da olmadığından takımın sağı resmen duble yol.
Melo'nun gitmesiyle ki; bundan sonra kalsa bile takıma hiç bir yarar sağlamayacaktır. Çünkü hem Galatasaray'ı aklında bitirmiş hem de onu candan destekleyen taraftarı küstürmüş. İşte bu Melo gittikten sonra Hamza'nın söylediği gibi onun yerini ne Hamit doldurabilir, ne de Hakan Balta ya da Bilal. Hamza sezon bittiğinde taraftarın sevgilisiydi. sezon bittikten sonra konuşmasa ve değerli fikirlerini kendine saklasa bugün hala omuzlarda taşınırdı. Ne var ki, ağzından çıkan her laf Galatasaray'ı yakından izleyenlerce dehşetle takip edildi. Sabri'nin Rafael'den daha iyi olması, çok iyi bir forvet alınırsa Burak'ın küsebileceğini söylemesi ve daha buna benzer bir çok gaf, taraftar gözünde Hamza'yı tüketti.
Tükenen sadece Hamza olmadı. Büyük umutlarla Galatasaray'ın başkanlığına seçilen Dursun Özbek de gaf üzerine gaf yaptı. UEFA Fair Play Kuralları'nı ve UEFA'nın nasıl işlediğini en az onun kadar Galatasaray taraftarı da biliyor. Basiretsizliğini, bilgisizliğini ve beceriksizliğini UEFA perdesi arkasına saklaması hoş karşılanmadı.
İbrahimoviç'in geleceğini kendi söylemişti. Bunu da seçimlerden önce bir koz olarak ortaya attı. Sonradan İbrahimoviç'in gündemlerinde olmadığını açıklaması en azından şaşkınlık yarattı. Yerimiz olsa yazacak çok şeyimiz var. Ancak şimdilik Allah, Galatasaray'a zeval vermesin demekle noktayı koyalım.