Galatasaray, sezona önce Beşiktaş’ı penaltılarla yenip “Süper Kupa”yı kaldırarak başladı. Ardından ilk lig maçında Kardemir Karabük’ü devirdi, geçtiğimiz hafta da Akhisar deplasmanından şen dönüp 34 hafta sonra Süper Lig’de liderlik keyfini tattı. Eeee “Daha ne yapsın?” diyeceksiniz. Evet Galatasaray’ı seyretmeyen, sadece sonuçları öğrenenler, “Bir kupa, 2 maçta 6 puan, “mükemmel” diyeceklerdir. Ben gerçekleri söyleyeyim... Galatasaray iyi oynamadan kazanıyor. Beni şaşırtıyor... Aslında futbolda iyi oynamadan da kazanmak önemlidir. Ancak sürekli oyununuzu geliştirdiğiniz takdirde... O zaman iyi oynamadan kazanmanın değeri olur.
Galatasaray’da savunma hataları devam ediyor. Öncelikle geçen sezon çok çektiği gol yeme rekoru kırdığı maçlardaki gibi takım savunmasında yerleşme ve pozisyon alma hataları sürüyor. Selçuk İnan bu takımın kaptanı. Selçuk geçen sezonun da aşağısında performans sergiliyor. Yana, geriye paslarla işi idare etmeye çalışıyor. Tıpkı bal yapmayan arı gibi. Eleştirilerden hiç gocunmasın, ders alsın. Çünkü ondan beklentiler her zaman yüksek. Tolga’nın dikine oynayıp, pas yüzdesinin yüksek olması çok iyi. Beklentimin üzerinde çıktı tebrik ediyorum. Milli Takım’a da alınması doğru bir karar.
Diyeceksiniz ki, bu kadar hata yapan, defansta başarılı olamayan Galatasaray nasıl kazanıyor? İşte burada farkı Muslera’nın kurtarışları, Sneijder’ın tecrübesi, Bruma’nın inatçılığı ve sürati yaratıyor. Gelelim Sneijder’a. Akhisar’a karşı Karabük maçına göre daha iyiydi. Yalnız dikine gitmiyor, sürekli yana kaçıp ortalar ya da şutlarla oynamayı tercih ediyor. Artık büyük “level”a geçmek zorunda. Ben Snejder’ın dikine oynamasını ve sürekli aralara gol pasları atmasını istiyorum. Bruma bu takımın en faydalı olanlarından. Onun son vuruşlarda eksikliği var. Çalışırsa bunu giderir ve çok daha fazla katkı verir.