5-6 Eylül’de Rusya’da yapılacak G-20 toplantısında Suriye’nin konuşulacağına kuşku yok. Ancak G-20’nin gündemi bu değil. Ev sahibi Rusya, gündemi belirlemiş durumda.
Gündem üç ana başlıktan oluşuyor. Birinci başlık ‘etkili düzenleme (regülasyon) sayesinde büyüme’. Bu başlık altında çok taraflı ticaret ile sürdürülebilir enerji konuları yer alıyor. Kotalar, standartlar, Dünya Ticaret Örgütü ve OECD bu başlık çerçevesinde tartışılacak; başlıkta düzenleme olduğuna göre muhtemelen ‘reform’ yapılması gereken konulara dikkat çekilecek. Bu arada büyüme, iş imkanlarının artırılması, sürdürülebilir kalkınma ve riskler konu edilecek. Tabi esas mesele birisi için risk olan bir durumun diğeri için fırsat olmasında. 20 devlet, tam da bu konularda rekabet ettikleri için en gelişmiş devletler olmadılar mı?
Enerji konusu ise bir başka mücadele konusu. Enerji piyasasının düzenlenmesi, yeşil enerji, enerji hatları gibi alt başlıklar var gündemde. Rusya, bu alanda da regülasyon öneriyor.
***
Gündemin ikinci başlığı, ‘iş ve yatırım kalitesi sayesine büyüme’. İşsizlikle mücadele, insan kaynakları, gıda güvenliği ve herkes için kalkınma gibi alt başlıklar bulunuyor.
Küresel sistemde bir ülkenin ya da piyasanın batması halinde bunun diğerlerini ne denli olumsuz etkilediği çoktandır anlaşılmış durumda. Ancak anlaşılmamış olan hala bazı ülkelerin batmasını, yıkılmasını, savaşlara sürüklenmesini teşvik edenlerin daha etkin olduğu. Belirtelim, Rusya bu başlık altında da regülasyon vurgusu yapıyor.
Üçüncü ana başlık ise, ‘güven ve şeffaflık sayesinde büyüme’. IMF’in yeniden düzenlenmesi ve reform yapılması bu başlıkta ele alınıyor ve tabi neden diye sormaya gerek bulunmuyor. Kamu harcamaları, taklit mal üretimi ve yolsuzlukla mücadele de yine şeffaflık başlığı altında sıralanmış.
Rusya bu başlıklarda da regülasyon ihtiyacını belirten bir gündem kaleme almış.
Bu başlıklar, liderler toplantısında görüşülecek, zirvede liderler dışında bakanların, uzmanların bir araya geldiği toplantılar da yapılıyor. Doğal olarak siyasi tutumlar, liderlerin olduğu yerde açığa çıkıyor.
***
Rusya’nın ‘büyüme-regülasyon’ arasında kurduğu ilişki, G-20’nin batılı katılımcılarını her durumda mutlu etmeyecektir. Şeffaflık, taklit mal konusu ise Çin açısından sorun olacaktır. Enerji konusundaki düzenleme arayışı ise, herkesi rahatsız edebilecek bir tartışmaya neden olabilir. Muhtemelen sonuçta ortak, etkili ve uygulanabilir bir uzlaşma çıkmayacak.
Ancak bu regülasyon konusu başka bir alanın kapısını açabilir. IMF, OECD, DTÖ için reform ve regülasyon öneriliyorsa, bunun BM Güvenlik Konseyi’ne de sirayet etmesi beklenir. IMF’e karşı Güvenlik Konseyi; herkes için kalkınmaya karşı, herkes için barış; ülkelerin ekonomilerine müdahaleye karşı, ülkelerin siyasetine müdahale.
Yani Çin taklit mal yapmasın, Brezilya şeffaf davransın, AB kamu harcamalarını kıssın derken Esad da istediği gibi kendi halkını öldürmeye devam etsin demek zor olabilir. Ekonomik-mali alanda kurumların ve kuralların yeniden düzenlenmesi talep edilecekse, bunların çıktısıyla şekillenen küresel siyasal kurumların düzenlenmeden kalmalarını istemek anlamlı olmaz.
Anlaşıldığı kadarıyla Suriye konusu tam bu noktaya işaret ediyor ve bilek güreşinin pazarlık noktasını oluşturuyor. ABD Rusya’yı BM’de tavır değiştirmeye zorlarken Rusya da ABD’yi IMF gibi ekonomik-mali örgütlerde. Bir de bu mücadeleye enerji konusu eklendiğinde, bilek güreşinin yağlı güreşe dönüştüğü söylenebilir.
Esad, ülkesini bu büyük pazarlığın ortasına yerleştirdi; kalsa da gitse de kaybedecek. Zira kimsenin esas derdi Esad ya da ölen insanlar değil. Mesele ‘büyüme’.