Türkiye’nin en büyük kulüplerinin başında gelen Fenerbahçe bu haftasonu başkanını belirleyecek.
Çok sayıda kulüp üyesi gidip oy kullanacaklar.
Galiba başka adaylar da var ama muhtemelen yarış iki aday arasında, mevcut başkan Sayın Aziz Yıldırım ile Sayın Mehmet Ali Aydınlar arasında geçecek.
Dışarıdan bakıldığında normal gibi duran bir durum.
Ama gerçek durum pek öyle değil galiba.
Adaylardan biri, maalesef, Türkiye’nin, Türkiye Futbol Federasyonu’nun tüm yetkilerini tanıdığı UEFA ve CAS tarafından 2010-2011 sezonunda şike yaptığı için cezalandırılan, iki sene futbol şubesi Avrupa yarışmalarından men edilmiş bir takımın, bir kulübün başkanı.
Yargıtay’a giden mahkumiyet davasından bahsetmiyorum bile.
AİHM kararlarına göre birinci derece mahkemenin kararı mahkumiyet anlamına geliyor, süreç bitmiyor ama suçsuzluk karinesi bitiyor, Yargıtay sadece bir temyiz makamı, bunu da unutmayalım.
Türkiye’de futbol normalleşecek ise, Sayın Yıldırım, Yargıtay’ın kararından bağımsız olarak artık futbolda görev almaktan çekilmeli.
UEFA’nın ve CAS’ın kararlarına göre Fenerbahçe 2010-2011 sezonunda şike yapmış ise bu sene aldığı kupayı da iade etmek zorunda, kuralları bilmem ama ahlak ve vicdan bu emrediyorlar.
2010-2011 sezonunda, ne seneymiş ama, Beşiktaş’ın da şike yaptığı yine UEFA ve CAS tarafından karara bağlanmış iken o dönemin Beşiktaş başkanının da bugün TFF’nin başında bulunması gerçekten kabul edilebilir bir durum değil.
Bu üç konu, Sayın Aziz Yıldırım’ın ve mevcut TFF Başkanı’nın kenara çekilmeleri, Fenerbahçe’nin 2010-2011 sezonu kupasını iade etmesi gerçekleşmeden Türkiye futbolunun normalleşmesi mümkün olmayacak.
Siyasette normalleşiyoruz, inşallah Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu da değiştirilir, bu iyi bir gidişat.
Darısı futbola.