Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki futbolunu beğenmedim. Emenike ileride yalnızlığa mahkum edilmiş, orta sahasından destek alamıyor, ortaya koyulan futbol gol olacak hedeflerden uzak kaldı. Takım olarak genellikle enlemesine ve kaleci Volkan Demirel’e geri paslı oyunu tercih ettiler. Maçı kazandı kazanmasına.. Ama pozisyon zenginliğine bakacak olursak her iki takımın da oyun görüntüsünde pozisyonları yoktu.
Mehmet Topal’ın çok fazla top kayıplarına Alper de ilave olunca Fenerbahçe beklenen oyun tarzından uzak kaldı. Ne zamanki gibi ikinci yarı Emenike çıktı, onun yerine monte edilen Sow, o da bir varlık gösteremedi. İkinci yarı oyuna giren Stoch ise uzaktan atmış olduğu güzel golle Fener’i öne geçirdi. Ardından Kjaer’ın kafa golü maçı kazanma adına garantiye almış oldu. Fenerbahçe’nin atmış olduğu iki golden biri duran toptan... Kjaer’in atmış olduğu kafa golü, diğeri ise Stoch’un her zaman yapabileceği güzellikteki golün tekrarıydı.
Zorya ise iyi futbol oynamaya çalışan “yalan rüzgarları” estiren pozisyonlar üretmekten uzak kaldı. Onların bu anlayıştaki futbol sergilemeleri 40 gün 40 gece oynasalar atacakları goller tesadüflere kalırdı. Futbolun ana nedeni gol atıp kazanmaktır. İyi futbol oynamışın, seyredenleri heyecan içinde bırakmışsın bu maçta öyle bir şey yoktu. Kısacası Fenerbahçe’de dün akşam futbol yok sadece goller vardı.
F.Bahçe bu galibiyetten sonra gruptaki liderliğini sürdürdü. Advocaat, Galatasaray maçının yıldızı gözüken Van Persie’yi rotasyon adına dinlendirmeye aldı. Demek ki Fener, önemsediğimiz futbolcular olmasa bile gol atabilecek ayaklara sahip olduğu için maçları kazana kazana seriye devam ediyor.