Tarih Fethullah Gülen gibi eli kanlı bir “din adamı”na şahit olmamıştır. İşte, 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıkan gerçekler karşısında herkes şaşkın. Ortaokuldan itibaren kendilerini gizleyen, uyuyan hücreler halinde 30 sene sonraki 15 Temmuz darbesine hazırlanan general/amirallerin itirafları her şeyi anlatıyor.
F. Gülen şeytanın bile aklına gelmeyen metotları, imkânları, yolları kullanmış. Rüşvet vermek, insanları dinleyip zaaflarını tespit edip kayıt yaparak şantaja başvurmak, milletin evladına daha ortaokul sıralarından el koyup kendi devletine bir ajan gibi yerleştirmek, bunun için sınav sorularını çalmak... En kritik kademelerde yargı-emniyet ve silahlı kuvvetlerde otonom bir yapı kurmak... ABD’ye gönderdiği elemanlarını istihbarat, provokasyon, psikolojik harp ve algı operasyonlarında uzmanlaştırmak... Daha neler neler...
Ama Gülen’in en şeytani yollarından biri sosyal medya denen iletişim alanını kullanmasıdır. Bu alanın en bilinen unsurları da Facebook, Twitter ve WhatsApp. Bunların sahipleri de ABD’li şirketler.
15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunan FETÖ beyin takımı, kriptolu telsizler yerine mobil mesajlaşma uygulaması olan WhatsApp’ı kullandı. Bu iletişim zemininde uçtan uca şifreleme sistemiyle iki tarafın yapmış olduğu mesajlaşma, 3’üncü bir kişi tarafından hiçbir şekilde görüntülenemiyor, bilinemiyor... Ama herkes tahmin eder ki, bu yazışmalardan CIA haberdar oluyor.
Gelelim Fuat Avni meselesine. 3 milyondan fazla takipçisi olan Fuat Avni isimli hesaptan ilk tweet 18 Şubat 2014 tarihinde atıldı. Aynı anda AK Parti, hükümet, bakanlıklar, genelkurmay, yargı, emniyet içinden bilgiler servis edilmeye başlandı. Bir kişi aynı anda bunları yapamazdı. Fuat Avni tam bir beşinci kol gibi faaliyet gösteriyor, attığı tweet’ler başta Zaman ve Sözcü gazetesi olmak üzere manşetlere çekiliyor, kamuoyu yönlendiriyordu. Erdoğan’a ve hükümete karşı algı operasyonunda başı Fuat Avni çekiyordu. CHP bile Fuat Avni’yi kaynak gösteriyordu.
Ben, bu köşede 10 Eylül 2015’teki “Fuat Avni, Paralel Yapı ve CIA” başlıklı yazımda, “Fuat Avni, Pensilvanya merkezli, aralarında psikolojik harp uzmanlarının da bulunduğu bir istihbarat havuzu” diye yazdım.
Ama en ilginç yazı, 2 Eylül 2015’te Zaman’da çıktı. Lale Kemal, Türkiye’deki tehlikeli gidişata artık dışarıdan müdahale olacağını, Fuat Avni’nin CIA içinde bir hesap olduğunu, artan otoriterleşmeyi deşifre etmek için kullanıldığını yazdı. (Bu yazı ile aba altından sopa gösterildi)
Bütün tepkilere, itirazlara ve Türkiye’nin müracaatlarına rağmen Twitter şirketi hesabı kapatmadı. (CIA kapattırmaz zaten.)
Ancak bugün çarpıcı bir gelişme var. 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili olarak yürütülen soruşturma ve gözaltına almalar neticesinde Pensilvanya’daki Fuat Avni istihbarat havuzunun kaynaklarının kimler olduğu ortaya çıkmaya başladı. Cuntacılar arasında yer aldığı söylenen Cumhurbaşkanlığı başyaveri, Cumhurbaşkanlığı özel kalem danışmanı, kuvvet komutanlarının ve genelkurmay başkanının darbeye destek veren emir subayları baş şüpheliler. Başbakanlık Veri Toplama Merkezi İstihbarat Şefi Akif Mustafa Koçyiğit ve bilgisayarlar üzerinde çalışan 9 mühendisten oluşan ekibi de Pensilvanya’daki havuzun başka bir kaynağı olarak gözaltındadır. Fuat Avni bu defa kulağından vuruldu. Ancak hesabın şifresi Pensilvanya’da olduğu için kapanması kolay değil.
Düşünebiliyor musunuz, devletle ilgili en gizli bilgiler hainler tarafından Pensilvanya’ya, aynı anda da CIA’ya ulaştırılıyor...