Hamza hoca zaten bu maça sürdüğü kadroyla belli ki az gol yemenin hesaplarını yapmış. Hakan Balta’dan sol bek ve stoper olarak yararlanırsınız ama elinizde Rodriguez varken sahaya Hakan’ı sürüyorsanız “Yandı gülüm keten helva” durumu ağır basmış.
Galatasaray’da işlerin kötü gittiği, maçın ilk 25 dakikasında skor 2-0 olunca bariz olarak ortaya çıktı. Hem sıklet farkı, hem taktik anlayış hem de kondisyonel seviye olarak Atletico Madrid, Galatasaray’dan takım olarak çok daha üstündü. Galatasaray’ın sol kulvarı (Carole-Sneijder ikilisi) iyi kapatılmayınca burayı Juanfran çok iyi kullandı. Fransız oyuncu Greizmann, attığı iki golle takımını rahatlatıp Galatasaray’ı krize sokan isim oldu.
32. dakikada Hamza hoca beklenenin çok altında kalan Emre’nin yerine Umut’u alarak hiç olmazsa aradaki farkın açılmaması için hamle yaptı.
İlk yarıda Sarı-Kırmızılılar’ın bir korner bir de uzaktan şutu hariç kaleye atağı yoktu. 2-0’dan sonra Atletico oyunun temposuyla istediği gibi oynadı. Galatasaray 3. bölgeye taşıdığında en az 3 rakip oyuncuyla baskı yediler.
Hamza hoca defans ağırlıklı başlattığı takımını ikinci yarıda tam tersi hücumcu bir kimlikle sahaya sürdü. Merkez stoperleri Hakan, Semih, solda Carole sağda Denayer, merkez orta alana da Sneijder ve Selçuk’u koydu. İleride solda Podolski, sağda Yasin, uçta da Umut ve Burak’la taktik değişikliğe gitti. Cim-Bom ikinci yarıda Podolski ve Sneijder’la uzaktan şutla gol bulmayı denedi. Yasin, Umut’la birlikte Galatasaray’ın temposunu ve etkinliğini artıran isimlerdi. Galatasaray’ın istekli oyunu pozisyonları da beraberinde getirdi.
Galatasaray’ın Atletico’yu yeneceğine maçtan önce kimse yüzde 10 dahi ihtimal vermiyordu. Bunun nedeni, Galatasaray’ın Süper Lig’de oynadığı oyunun tatminkarsızlığı idi.
Geçen sezon birçok karşılaşmada şans Hamza hoca ve oyuncuların yanındaydı. Bu sezon hem şans yok, hem de hoca ile oyuncuların frekansı sorunlu.