Bazı ülkeler, ulusal güvenlik ve savunma politikalarının genel çerçevesinin açıklandığı strateji belgeleri yayınlarlar. ABD’de ve Rusya’da bu belgeler başkanın imzasıyla ilan edilir, birçok Avrupa ülkesinde ise hükümetler farklı başlıklarda düzenlenen dosyalarını kendi ve dünya kamuoylarının bilgisine sunarlar. Bu uygulamanın dış politika ve güvenlik konularında hükümetin önceliklerinin anlaşılması, bir dizi faaliyetin hangi parametrelerle değerlendirilebileceğini göstermesi ve şeffaflık sağlanması açısından son derece yararlı olduğu söylenmeli. Ayrıca hükümetlerin ikide bir fikir değiştirip değiştirmediğinin, dış politika yapımında başka kurumların devreye girip girmediğinin takibi açısından da bu belgeler bir tür şeffaflık sağlar.
Fransa’da bu belgeye Beyaz Kitap adı verilir ve devlet temsilcisi ve uzman kişilerce hazırlanan bu belge, hükümet tarafından da onaylanınca savunma bakanlığı tarafından ilan edilir. Bu yıl 46 uzmandan oluşan bir komisyon tarafından kaleme alınan rapor Fransa’nın yeni dış ve güvenlik politikalarını görmek açısından büyük önem taşıyor.
Bürokratik düzenleme
2020 hedefli rapora bakılırsa, önümüzdeki yedi yıllık sürecin ekonomik ve mali kriz gölgesinde şekilleneceği anlaşılıyor. Bu bir yandan Avrupa krizinin devam edeceğini, hasarın telafisinin de zaman alacağını ortaya koyuyor; öte yandan da dış politika ve güvenlik konularının ekonomik kapasite ile ne kadar yakından bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Raporun özü, dış politika ve güvenlik konularında Fransa’nın ‘farklılaşma’ya gideceği. Bu çerçevede, iç ve dış güvenlik birimlerinin birlikte çalışmaları, deniz aşırı askeri faaliyetlerin sivil güçlerle paylaşılması ve ülke içinde dış politika ve güvenlik alanlarında faaliyet gösteren kurumların çok taraflı hale getirilmesi öngörülüyor. Askeri faaliyetlerin ciddi ekonomik maliyeti düşürülürken, aynı zamanda kurumları da çok taraflı hale getirerek personel ve programlarda tasarrufa gidileceği anlaşılıyor.
Bakanlıkların benzer faaliyetler yürütmesinin hem etkili olmaması hem de gereksiz masrafa yol açması, radikal uygulamaları gerektirmiş ve bürokrasinin yine de kendi başına işlere kalkışmaması için bakanlıklar arasında bir protokol imzalanmasına karar verilmiş.
Stratejik düzenleme
Fransa’daki bu uygulamayı izlemekte yarar var, Türkiye’de de ihtiyaç olabilir. Bununla birlikte, Beyaz Rapor Fransa’nın dış ve güvenlik politikalarındaki öncelikleri de ilan ettiğinden, ona da bakmak gerekir.
Rapora Fransa için üç grup risk bulunuyor. Birincisi Çin gibi güce dayalı risk oluşturan ve nükleer güce sahip ülkeler, ikincisi güçsüzlük nedeniyle risk oluşturan ülkeler, üçüncüsü de terörizm ve sınır aşan tehditler.
Çin’i açıkça tehdit kapsamında ilan eden Fransa’nın bu çerçevede yalnız olmadığı hatırlatılmalı.
Belgeye göre Fransa’nın öncelikleri, açıkça ifade edildiği gibi çıkar alanları ise şöyle sıralanmış. İlkeleri, koruma, caydırıcılık ve müdahale olarak belirlenmiş bu politikaya göre öncelik ülkenin korunmasında. Caydırıcılığa denk gelen çıkar alanı ise AB’nin sınır komşuları olarak ifade edilmiş ve çerçevede Rusya, eski Sovyet ülkeleri ve Ortadoğu ülkeleri ima edilmiş. Müdahale kapsamında ise Magrep ülkeleri ile Akdeniz bölgesi tanımlanmış.
Bu çerçevede, askeri birliklerin geri çekilmesi, sayılarının düşürülmesi, yerel ve uluslararası güçlerle daha fazla işbirliği yapılması, Mali felaketi gibi işlere kalkışılmaması, onun yerine deniz kuvvetlerini güçlendirmesi ilke edinilmiş.
Beyaz Kitap, Fransa’nın yeni işbirliği arayışlarının bir göstergesi olarak görülmeli ve bu ülkenin kiminle işbirliği arayışında olduğu yakından izlenmeli. Kimbilir belki bu arayışa sırf başkası yanıt vermesin diye bile kulak verilebilir.