Fransa, AB’nin geleceği için inisiyatif alıyor.
Bu girişim, Almanya’da ırkçı partinin Bundestag’da ‘üçüncü parti’ olmasının ardından geldi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 26 Eylül’de Sorbonne Üniversitesi'nde “AB’nin geleceği”ne ilişkin konuşmasında önemli başlıklar verdi:
- AB zayıf, yavaş ve verimsiz; ‘yeni Avrupa’ya ihtiyacımız var.
- Avrupa'yı kendi içinden güçlendirmeli ve stratejik olarak yeni bir dış rota belirlemeliyiz.
- Euro Bölgesi’nin özel bütçesi ve özel maliye bakanı olmalı.
- Savunma ve silahlanma için de ayrı bir askeri bütçe oluşturulmalı.
- Bir ordu, bir sınır polisi ve‘ortak savunma doktrini’ oluşturulmalı.
- Askeri ve istihbarat için ortak akademiler kurulmalı.
- Bilişim teknolojileri ortak kurumu oluşturulmalı.
- Terörizmle mücadele için ‘Avrupa Savcılığı’ kurulmalı.
Macron, bunları Almanya Başbakanı Angela Merkel’le birlikte yapmayı planlıyor.
Zira Almanya hem Fransa ile birlikte AB’nin iki kurucu ortağından biri, hem de Macron’un talip olduğu ‘siyasi inisiyatif’ veya ‘siyasi liderlik’ konusunda öne geçmiş durumda.
Almanya’nın ekonomik gücünü siyasi güce dönüştürmesi sadece Fransa’nın değil bütün Avrupa’nın ‘örümcek hisleri’ne zil çaldırıyor.
Macron da, yükselen Alman milliyetçiliğini ‘radikalleştirmeden’, ekonomi ve askeri güç merkezini ve inisiyatifi ‘AB ortaklığı’na kaydırmak istiyor.
Bunun öncülüğünü yaparak hem fiilen ‘siyasi liderlik’ üstleniyor, hem de Almanya’nın ‘sınırlarını’ çiziyor!
Macron’un siyasi geçmişine bakıldığında bu girişim “Macron’dan fazlasına” işaret ediyor.
***
Ancak yeni Alman hükümeti öncekinden daha kırılgan olacak.
Zira ‘büyük koalisyon’un ortağı Sosyaldemokrat Parti bu kez koalisyona katılmayacağını, ana muhalefette kalacağını açıkladı. Böylece hem yüzde 20’de kalmasının yaralarını saracak, hem da anamuhalefet yetkisini üçüncü partiye, yani ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisine bırakmamış olacak.
Merkel’in Yeşiller ve Hür Demokrat Parti ile kurması beklenen ‘Jamaika koalisyonu’ da, ‘birbirlerini yemeleriyle’ tanınan bu iki parti yüzünden kırılgan olacak.
Yani Macron’un önerilerinin özellikle ‘ekonomik’ kısmına ‘hükümet içinden’ ve ‘dışından’ ciddi muhalefet gelecek.
Yine borç içindeki İspanya, İtalya gibi diğer güçlü üyelerin ‘ek vergi’ye nasıl bakacakları da belirsiz.
Ayrıca İngiltere, daha önce ‘Rusya ve diğer tehditlere karşı ortak askeri güç oluşturulması’ önerisine karşı çıkmıştı.
***
Fransa, ‘Yeni AB’ hedefli ilk önemli kararları, 13 Temmuz 2017’de Merkel’in Paris ziyaretinde yapılan Fransa-Almanya ‘ortak bakanlar kurulu’ toplantısında almıştı:
- Ortak yeni nesil savaş uçağı, tank ve insansız hava aracı üretmek.
- Askeri işbirliği, bilgi paylaşımı, ortak veri bankası ve ortak ‘şifreli iletişim’e geçmek.
- Fransa'da Almanca yabancı dil dersine ağırlık vermek.
- Bilişim teknolojilerinde işbirliği.
‘Yeni nesil savaş uçağı’projesi tanıdık gelmiştir.
İngiltere ve Türkiye de benzer bir projenin imzasını daha önce attı.
İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı sonrası yeni ‘ittifaklar’ oluşuyor.
Zira var olan birlik ve ittifaklar içinde ‘güvensizlikler’ ortaya çıktı.
Merkel bunu 28 Mayıs’ta, G7 zirvesinden sonra dile getirmişti: “Birbirimize tamamen güvenebildiğimiz zamanlar sona erdi. Bunu son zamanlarda deneyimledim. ABD ve İngiltere ile iyi ilişkileri sürdürmek istiyoruz ama Avrupa artık kendi yolunu çizmeli.”
Merkel ayrıca ‘yeni Fransa lideriyle daha yakın çalışmak’tan da söz etmişti.
Macron’un ‘yeni AB’ projesi bu açıdan önemli.
İki süreci dikkatli izlemek gerek:
Bu yeni ittifakların nasıl ilerleyeceği veya ilerleyip ilerlemeyeceği;
Ve bu süreçlerin ‘NATO müttefikleri’ ve ‘üçüncü taraflar’la (Rusya, Çin, Ortadoğu) ilişkileri nasıl etkileyeceği.
Özellikle de Çin-Rusya ‘demir ipekyolu’ projesinin geleceğini…
Dünya yeniden kuruluyor…