Fransa seçimleri ve siyasetin matematiği

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turu beklenenin üzerinde bir katılımla gerçekleşti.

Seçim sonuçları henüz tam olarak açıklanmadan bu yazıyı yazmama karşın, ikinci tura kalacak adayların François Hollande ve Nicolas Sarkozy olacağını söylemekle yanılmış olmayacağımı düşünüyorum.

6 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur sonuçlarını ise birinci turun üçüncüsü belirleyecek diyebiliriz.

Sistemin ucundaki iki parti, aşırı sağcı Milliyetçi Cephe’ci Marine Le Pen ve Sol cepheci Jean Luc Melenchon mu? Ya da Francois Bayrou mu?

Kamuoyu yoklamalarında Hollande seçimin favorisi olarak görünse de, Avrupa siyasetinin aritmetiği ibrenin Sarkozy’den yana olduğunu gösteriyor. 

Dünya, Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya kadar tarihi bir dönemeçten geçiyor.

Uluslararası paylaşım dengeleri yeniden belirlenirken, Avrupa da Almanya-Fransa ikilisinin çektiği yeni bir “çift vites”, Avrupa’nın yıkılan ekonomilere acı reçeteler yazıyor.

Avrupa kendi payına, 2008 finans krizinin çatırdattığı birlik değerleriyle hesaplaşmasını yaşıyor. 

Kuzey Afrika’da liderler sokağın gürültüsüyle koltuklarından olurken, Yunanistan ve Portekiz gibi ülkelerde sol cephenin temsilcisi liderler, ekonomik kriz nedeniyle iktidarı bırakmak zorunda kaldılar.

Avrupa tarihinin en önemli ekonomik ve kimlik krizini yaşıyor. Avrupa sosyalist partilerinin yaşadığı kriz ise, Avrupa’nın kimlik bunalımının da ötesinde bir travmaya işaret ediyor.

Avrupa’da Hıristiyan Demokrat rüzgar, bizzat kendi liderlerinin körüklediği yabancı düşmanlığının da etkisiyle esiyor.

Uluslararası dengeler Sarkozy’yi istiyor.

44 milyon Fransız seçmen sandık başına gitti.

Sarkozy’den bıkkınlık evet...

Yeni bir sayfa açma istemi evet.

Arkasında Claude Gueant gibi bir oyun kurucu olan bir Sarkozy.

Dominique Strauss Kahn’ın saf dışı edilmesi.

Fransız gizli servisi ile bağlantıları ortaya çıkan bir göçmenin eylemleriyle İslam’a karşı neredeyse bir kampanya başlatılması...

Fransız dergisi Marianne’a göre, bankaların, MEDEF’in, Barroso, Merkel, lobiler ve locaların desteklediği bir Sarkozy...

6 Mayıs’a kadar oyun bitmeyecek, onu da not düşelim.

Umarız yanlış hesap Paris’ten döner ve ben tahminimde haksız çıkarım.