G.Saray-Bursa ile Beşiktaş-Mersin maçları; giderek yavanlaşan ligimizin pasını silen iki maç oldu. Gelecek için umutlandık. Seyircinin statlardan kaçışını önlemek için, bu tür maçların sayısını mutlak arttırmamız gerekir. Çünkü bu kıpırdanış yetmeyecek...
Puan cetveline baktığımız zaman; 3 büyüklerin ilk 3 sıradaki dizilişinden sonra gelenler arasında, daha şimdiden uçurum oluştuğunu görüyoruz. G.Saray'ın 39 puanı varken 4. sıradaki Başakşehir'in 31 puanı var. Üç büyüklere en yakın ekip 9 puan, liderden de 12 puan geride... Bu iyi bir tablo değil.
Eğer gelişmiş bir Türk futbolundan söz etmek istiyorsak; alttan destek veren kulüplerin güçlenmesini sağlamalıyız. Onlar büyümeden, üç büyüklerin de büyümeyeceğini anlamak zorundayız.
***
Alman Bayern Münih kulübü, ülkesinin naklen yayın havuz gelirlerinden yılda 40 milyon Euro alıyor. F.Bahçe'den sadece 5 milyon Euro fazla.. Hangisi hangisinden daha büyük?
Bayern Münih; "Elbette biz diğer rakiplerimizden daha fazla pay almayı hak ediyoruz. Ama fırsat eşitliği ve ortak büyüme politikası adına, diğer kulüplerimizin gelişimi ve Almanya'nın çıkarı için itiraz etmiyoruz" diyor.
F.Bahçe ise, "Bize daha fazla para verilmezse, havuzdan çıkarız" tehdidinde bulunuyor. Aradaki yaklaşım farkına bakın!
Ayrıca, "Ben havuzdan çıkıyorum" deme hakkı yok. Yasa ya da yönetmeliklerde buna izin verecek bir prosedür bulunmuyor. Maksat yaygara çıksın...
***
G.Saray'la Avrupa'da iki büyük kupa kazandık, milli takımımız da Dünya Kupası ve Konfederasyon kupaları üçüncüsü oldu ama; gene de gelişmiş bir Trük futbolundan söz edemiyoruz. Bunun sebebi, çıkış yolumuzu üç büyüklerin çıkarları üstüne sistem oturtmamızdır. G.Birliği'nin, G.Antep'in, Eskişehir'in bugüne kadar niye hiç şampiyon olamadığını sormadık, sorgulamadık, çözüm üretmedik.
Focus yapmamız gereken odakları iyi seçemiyoruz. Kafanızı biraz başka yönlere de çevirin.