"Türkler Arap düşmanı."
"Türkiye'de Araplar hiç sevilmiyor."
"Türkler Araplardan nefret ediyor."
"Türkiye'de Araplara şiddet uygulanıyor."
"Türkiye'de Arapların can güvenliği yok."
Bu dedikodular şu günlerde birileri tarafından tüm İslam âlemi ve Arap devletlerinde dilden dile dolaştırılıyor.
O birileri tarafından üretilen bu fitne tüm coğrafyaya yayılıyor.
Özellikle Osmanlı tebaası topraklarda üretilen bu dedikodu kısmen de olsa alıcı buluyor.
Üstelik o alıcılı kesimin çoğunluğu da genç kuşaklar.
Peki nedir bu işte bit yeniği?
Bit konusuna gelmeden önce yüksek müsaadelerinizle hikâyenin başladığı noktaya gitmek istiyorum.
Hiçbir Şey Tesadüf Değil...
Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim hocam Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Sayın Yaşar Hacısalihoğlu ile sohbet ediyoruz.
Değerli hocam müzakere ettiğimiz bir konuda yakın zamanda yaşadığı ilginç bir anekdot aktardı.
Cezayir'e yaptığı bir ziyarette tanıştığı Cezayirli bir bayan sohbette Yaşar Hocama şunları söylüyor;
"Değerli Hocam! Oğlum üniversite çağında. Onun ve bizim gönlümüzde yatan aslan üniversiteyi Türkiye'de okuması, ancak Türkiye'de Araplara büyük bir nefret, kin ve düşmanlık olmasından dolayı yavrumuzu korkumuzdan gönderemiyoruz."
Hocam büyük bir şaşkınlık yaşıyor ve hayretler içinde soruyor;
"Yav nereden çıkardınız bunları, kim söylüyor bu saçma sapan şeyleri?"
Ben de benzer bir deneyimi yaşayınca anladık ve araştırdık ki bu tür dedikodular tüm coğrafyayı sarmış.
Peki Neden...
Nedeni çok basit.
Şunu bilelim...
Batı'nın en büyük korkusu, Türkiye'nin İslam devletleri ile ya da Türk devletleri ile birlik beraberliği sağlaması ve bu birliği zamanla güce dönüştürmesi.
Şunu unutmayalım...
Gece gündüz iliklerine işlemiş bu korkuyla yaşayan batı, bahse konu birlikteliği engellemek için her türlü şeytanlığı yapar, her türlü oyunu da oynar.
Oynuyorlar da zaten.
Bu konuda ilk ve en kolay yapılacak şey, Türkiye ile bu ülkeleri birbirine düşman edecek tezgâhları kurmaktır.
Peki Nasıl...
Merak etmeyin, çok basit.
Bugün herkesin üzerinde hemfikir olduğu konu odur ki, hem İslam hem Türk dünyasında abi rolünde kabul gören tek lider ülke Türkiye'dir.
O halde küresel çete tarafından yapılacak iş bellidir!
Diğer Türk ve İslam devletlerini birleştirici güç Türkiye'ye düşman etmek.
İyi güzel de durduk yerde nasıl düşman edilir?
Elbette durduk yerde bu işler olmaz.
Önce mevcut durumu tespit edersiniz ardından duruma göre istediğiniz ortamı hazırlarsınız.
Mevcut Durum Tespiti...
Mevcut duruma baktığınızda Anadolu'da Esad soykırımından kaçmak için zorunlu göç eden dört milyona yakın Suriyeli olduğunu görürsünüz.
Esasen bu insanlar bu konuda oyun kurmak için bulunmaz nimet.
Benim bu gördüğümü eloğlu da görmüş olmalı ki, fırsatı kaçırmadan tuzağını kurdu.
Kurulacak tuzakta öncelikle Suriyeliler üzerinden suni bir Arap düşmanlığı yaratılmasına karar verildi. Sonrasında ise yaratılan bu düşmanlığın Arap coğrafyasında propagandasının yapılmasına.
Tek Seçenek Siyasi Parti Kurmak...
Bu ortamı yaratmanın ve aynı zamanda kabul görür bir hale getirmenin en garanti ve en kısa yolu ırkçı söylemleri olan bir siyasi parti kurmak ve o parti üzeninden insanlar üzerinde algı oluşturarak Suriyeli düşmanlığını yaratmaktı.
Öyle de yapıldı.
Bir siyasi parti kuruldu ve partinin başına da sözde milliyetçi(!) proje bir lider oturtuldu.
Bu proje lider (!) kendisine inanan insanların milliyetçi duygularını kullanarak Suriye düşmanlığını Anadolu'ya yaymak ve bir iç savaş ortamı oluşturmak için her yolu denedi.
Ama başaramadı.
Fırsat buldukça dillendirilen Arap düşmanlığı, propaganda dolu duvar yazıları, şişirilen göçmen rakamları, iç savaş çığırtkanlığı...
Tüm bunların hepsi boşa düştü, kısacası oyun çöktü.
Oyun ülke içinde çöktü ama ülke dışındaki bacağı halen devam ediyor.
Esas tehlikede burada...
Aman Dikkat...
Yazımın başında yazdığım manşetler bugün Arap ülkelerinde birileri tarafından sürekli gündemde tutularak Arap toplumlarının hafızalarına işleniyor.
Tüm Arap coğrafyasında Türkler Arap düşmanı olarak tanıtılıyor.
Bu ortama gerekli malzemeyi vermek üzere dizayn edilen siyasi partimizin görevini yerine getirmesi ile oluşan "Zafer", Küresel çete tarafından kalıcı bir zafere dönüştürülmek isteniyor.
Eğer Türkiye tarafından bu propagandaların önü alınmaz, oyun durdurulmazsa bugün Filistin meselesinde ihtiyacımız olan İslam birliğini mumla arar hale geliriz.
Bizden söylemesi...