MHP’nin, AK Parti ile Cumhurbaşkanlığı seçimi için ittifak yapacağını ilan etmesi ‘Hayır’ bloğunda gözle görülür bir tedirginlik doğurdu. CHP sözcülerinin MHP’ye yönelik aşağılama ve hakaretlere varan tepkileri de bu tespiti doğruluyor.
Bununla da kalınmadı, fitne kazanı kaynamaya başladı: AK Parti ile MHP böyle el ele olursa, Güneydoğu seçmeni küsermiş…
Son 200 yılın dönüm noktası, 16 Nisan 2017 referandumunda ‘Evet’ çıkmasıdır. Milletimiz verdiği kararla iradesine, demokrasiye, istikbaline sahip çıkmıştır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile halkın seçtiklerinin Meclis’te esir alınması, Vesayetin, Parlamento aritmetiğini değiştirdiği ayak oyunları döneminin bitirildiğini unutmamak gerekir…
Vesayet sisteminin çanına ot tıkanması, cuntacılar döneminin bitmesi az şey mi? Darbelerden, vesayetçilerden, onların medyasından bütün bir millet olarak hepimiz çekmedik mi? Demokrasi ve halk düşmanları, zulmederken Türk-Kürt, Sünni-Alevi, sağcı-solcu ayırdı mı?
16 Nisan 2017 böylesine önemli bir tarihtir.
Bir önemli tarih de 15 Temmuz 2016’dır.
15 Temmuz’da; din adına ortaya çıkan ve mütedeyyin büyük bir kitlenin saf, samimi, iyi niyetli, hayır yapma, nesillere sahip çıkma duygusunu istismar ederek, devlete, vatana Haçlılar adına ihanet eden FETÖ’nün darbe girişimi oldu. Bu yönüyle, verdiğimiz şehitler, gazilerimiz ile derin bir yara aldık, milletçe üzüldük.
Ancak bir başka yönüyle, 15 Temmuz’daki darbecilere karşı verilen şanlı direniş sayesinde, 7 Ağustos’ta Yenikapı’dan yükselen yeni bir ruhun sahibi olduk.
16 Nisan’daki tarih karara, tarihî dönüm noktasına imzasını atan bu yeni ruhtur.
15 Temmuz direnişi ve kahramanlığının onun yükselttiği Yenikapı ruhunun Türkiye’deki siyasi yapıyı etkilememesi mümkün değildi.
16 Nisan referandumundaki ‘Evet’, iki asırlık siyaset zemininin çöktüğü tarihtir.
CHP bu gerçeği görüyor ama kabullenmek istemiyor.
Bunun için, 15 Temmuz’a Fetullah Gülen ve Haçlı ağzıyla, “kontrollü darbe” demeye devam ediyor. Ki, bunun faturası, CHP’ye çok ağır olacaktır.
Bunun için, Bahçeli’nin geçmişte Erdoğan hakkındaki sözlerini ve görüşlerini ısıtıp ısıtıp başa kakmaya çalışıyor. Ki, ikna edici olması mümkün değil. Çünkü Yenikapı ruhuna en çok sahip çıkanlardan olan Bahçeli, artık AK Parti yöneticileri ve tabanı için, şahsını aşan yeni bir siyasetçi, yeni bir devlet adamıdır.
Bir daha yazayım; 16 Nisan referandumundaki ‘Evet’, iki asırlık siyaset zemininin çöktüğü tarihtir.
Sonra da şunun altını çizelim; 16 Nisan’daki ‘Evet’te parti olarak AK Parti, MHP ve BBP pay sahibidir. Ancak Güneydoğu’daki Kürt asıllı seçmenin tarihî desteğini unutamayız.
Nitekim 16 Nisan günü, sonuçların belli olmasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan sıcağı sıcağına şunu söylemişti:
“Verilen tüm oylar, elbette önemlidir ama özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki oyların ayrıca önemi olduğunu da burada vurgulamak isterim. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz. İnşallah bu sonuçlar, ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının da müjdecisi olacaktır. Buradan ülkemizin tamamıyla birlikte bu bölgedeki vatandaşlarımıza tercihlerini ülkemizin birliğinden, beraberliğinden, kardeşlikten yana kullandıkları için hassaten şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum."
Neymiş, MHP ile AK Parti’nin ittifakı, Güneydoğu’daki AK Parti seçmenini küstürecekmiş…
16 Nisan referandumu öncesinde de AK Parti MHP ittifakı vardı. Küsseydi bu seçmen, o zaman küserdi.
Güneydoğulu vatandaşlarımız şimdi asıl Erdoğan karşısındaki CHP, HDP, İYİ Parti ittifakını sorguluyor. FETÖ’nün, Atlantik Cephesinin bu ittifaka destek vermesini sorguluyor. ABD’nin PKK’ya 4 bin tır silah yardımını sorguluyor. ABD’nin ve Avrupa’nın, Barzani’yi nasıl sattığını sorguluyor…
Evet, MHP-AK Parti ittifakı, Yenikapı ruhuna sahip çıkanların ittifakıdır. Yenikapı ruhu, Kürt vatandaşlarımızın da sahip çıktığı ruhtur.
Bir seçim ittifakından değil ruh beraberliğinden söz ediyoruz. Hep birlikte devletimize, vatanımıza, bayrağımıza sahip çıkmaktan söz ediyoruz.