Mısır Kralı olan Firavun, İsrailoğullarına çok zulümler yapmış, işkence etmiş, sürmüş, türlü baskılara uğratmıştır.
Hz. Musa ile Hz. Harun'un mücadeleleri hem İsrailoğullarının ve Firavun'un imana gelmesi içindir hem de İsrailoğullarını Firavun'un tasallutundan kurtarmak içindir. Bu çağrı iman ve özgürlük çağrısıdır.
Firavun İsrailoğullarına da, onlara gönderilen Peygamberlere savaş açmıştı.
Beni İsrail'in Mısır'dan sürülmesi, yer ve yurtlarının işgal edilmesi, büyük katliamlara maruz bırakılması Firavun'un ortaya koyduğu ceberrut bir yoldur.
Bu yolun özelliği büyüklük taslamak, böbürlenmek, kutsallık ve ilahlık iddiasında bulunmak, insanları küçümseyip ezmek ve hakikate sırt çevirmektir.
Kur'an-ı Kerim'in tasvir ettiği bu özellikler bir insan tipini, bir yönetim zihniyetini, bir zulüm yolunu anlatmaktadır.
İsrailoğullarının önünde bir yanda Firavun-Karun-Haman çizgisi olmuştur; diğer yanda Hz. Musa-Hz. Harun-Hz. Yakup çizgisi...
Yine Kur'an'ın anlattığı özelliklere göre İsrailoğulları Peygamberlerine verdikleri sözleri tutmamışlar, kendilerine gönderilen Peygamberleri hem yalanlayıp hem bazılarını şehit etmişler, Allah'a ibadet etmek yerine put ve buzağı heykellerine tapmışlar, dünya üzerinde bozgunculuk yapmışlardır.
İsrailoğullarının kendi Peygamberlerine yaptıkları zulümler bir yana başka halklara yaptıkları haksızlıklar tarihe geçmiştir.
Haddi aşmak, bozgunculuk çıkarmak, sözünü tutmamak, Hak'tan sapmak, zulüm ve baskı yapmak, kendisinden başka herkesi küçümsemek bir insan profilidir.
Bu profil Firavun'un profilinin kopyasıdır.
Bugün İsrail devleti İsrailoğullarının hem kendi kutsal kitaplarında, hem Kur'an'da belirtilen her türlü olumsuzluğunun mücessem hali ve kurumsallaşmış şekli olarak tezahür etmektedir.
Filistin halkına zulmeden, işkence eden, katleden, masum insanları evlerinden mabetlerinden çıkaran, yerleşim yerlerini işgal eden bir devlet...
Dünya halklarını insan olarak görmek yerine onları sömürülecek, ezilecek, yok edilecek mahlûklar olarak gören, kendisini özel, mümtaz, seçkin, ayrıcalıklı, üstün bir varlık olarak konumlandıran bir zihniyet...
Uluslararası toplumu, insanlık vicdanını, hak ve hukuku, temel insani değerleri takmayan, her türlü kutsalı hiçe sayan bir anlayış...
Bu hastalıklı devlet Filistinli kardeşlerimize bir kez daha ölüm kusuyor.
Onlarca yıldır hiç bitmeyen zulüm, işkence, ambargo, işgal belli dönemlerde açıktan katliama dönüşüyor. Bugün olan budur. Zulüm halinin yeni ataklarla zirve yapması...
Netanyahu zihniyeti, Firavun zihniyetidir.
İsrail devleti, Firavun devletidir.
Hz. Musa'nın, Hz. Harun'un, Hz. Yakup'un yoluna ihanet eden bu zihniyet İslam'a ve Müslümanlara savaş açarak bir kez daha tarihteki yalancı, hain, bozguncu, işgalci, zalim karakterini sergilemektedir.
İsrail devleti, Firavun'un temsil ettiği şer ve inkâr cephesinin Hz. Musa karşısında yok olup gitmesi gibi kendi zulüm ateşinde yanıp tutuşacaktır.