Ekrem Dumanlı; “.... Darbeyi bize sempati ile bakan insanlar günlük öfke ve telaş ile yapmış olabilir. Darbeyi gerçekleştiren bu insanlar cemaatin tümünü temsil etmez....” demiş.. Bazıları bu sözü yorumlarken, “Dumanlı itirafçı mı oldu?” gibi sorular yükseltmeye başladılar.. Anlaşılan ilk bakışta bu ifade Dumanlı’nın suç ikrarı gibi algılanmış.. Öyleyse izah etmek lazım. Eli kanlı darbeci örgütün firari yöneticisi Ekrem Dumanlı, hiçbir suçu kabul etmediği gibi, tipik bir CIA taktiğiyle ters algı oluşturarak, dikkatleri tamamen FETÖ’den ve kendisi gibi onun köpeklerinden uzaklaştırmaya çalışıyor.. Bunu ilk olarak FETÖ’nün kendisi söylemişti.. Hatırlayın; “ben bunların bine birini tanımam. Ama bizi seven insanlar olabilir aralarında”.. Bu algı operasyonuyla yerleştirmeye çalıştıkları şey, doğrudan cemaat aidiyeti. Yani yapılarının bir örgüt değil apaçık cemaat gibi algılanmasına çalışıyorlar. Açıkça söylemedikleri misal ise şu; “darbeye kalkışan kadronun tamamının Fenerbahçeli olması, darbe emrini Aziz Yıldırım’ın verdiğini göstermez”.. İşte bu cemaat ya da cemiyet mensubiyetidir. Ve kesinlikle de önerme doğrudur.. Ama asla unutmayalım ki, FETO bir cemaat, cemiyet ya da başka herhangi bir sosyete değildir.. FETÖ eli kanlı bir örgüttür. Ve elbet te emir alarak hareket eder.. 15 Temmuz’da yaptığı gibi..
Kim bu Durmuş Ali Koçer?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, kardeşi FETÖ darbecisi çıktığında Cumhurbaşkanı’na gidip yeminler etti bu FETÖ’yle işi olmadığına dair.. Evvela kardeşine kefil oldu, “darbeci değildir” diye.. Ardından hakkındaki tevili zor bilgiler ortaya çıkınca, bu defa 50 yıllık kardeşini reddetti.. Hâlbuki, çıksaydı da, “Efendim yük olmayayım bu dönemde. Her şey ortaya çıkıncaya kadar müsaadenizi isteyeyim” deseydi iş bitecekti... Oysa bak şimdi deştikçe neler çıkıyor.. Değerli dostlar, bütün Sakarya’nın pek yakından tanıdığı bir müteahhit var.. Durmuş Ali Koçer.. Malını mülkünü servetini Fethullah’a borçlu.. - Ki zaten son olaylar sırasında, nesi var nesi yoksa satıp-savıp bizzat kendi elleriyle Pensilvanya’ya götürdü verdi. Dönüşünde de (Darbe girişiminden 15 gün önce) gözaltına alındı. Şu aralar yeni bir durum olmadıysa bu adam hâlâ tutuklu.. Bu Koçer denen FETÖ’nün köpeğine, mahkeme başkanı transfer ettiği paraları kalem kalem sorunca, birine şöyle bir yanıt vermiş;
“.... Ocak ayında Amerika’daki hesabıma 507 bin 710 dolar yatırdık. Eşimin mülkü vardı. Ortakları ile birlikte bu mülk satıldı, para buradan gelmiştir. Ortaklarının adı Mehmet Dişli, Ali Duran’dır....” Bu Durmuş Ali daha önce de çıktı karşımıza.. Bundan 2 yıl evvel, Osman Kariş isimli bir girişimcinin kiraladığı düğün salonunun, imar planına aykırı çıkmasıyla başlayan olaylar zincirinde de ismi geçmişti.. Hikaye uzun.. Detaya girmeyeceğim.. Bizi ilgilendiren kısmı nakledeyim sadece.. Osman Kariş’e, bu tartışmalı salonu kiralayan 4 ortak.. Bunlardan üçünü iyi tanıyoruz.. Durmuş Ali Koçer, Şaban Dişli ve kardeşi Mehmet Dişli.. Varlığını FETÖ’ye borçlu olduğunu her fırsatta dile getiren Durmuş Ali Koçer’in, 5 sene boyunca Şaban Dişli’ye danışmanlık yaptığı da biliniyor.. Bakın buradan 20 Temmuz günü yazdığım yazıda dedim ki; “sessizce istifa edin ve gidin. Çünkü işler sarpa saracak ve istifa sizi kurtarmayacak”.. Keşke öyle yapsaydınız.. Silivri’de 1 Trilyonluk iş takibi iddiaları yükseldiğinde nasıl kaybolmuştunuz ortalardan.. Keşke şimdi de öyle yapsaydınız..