Futbol yine şirazesinden çıktı diyeceğim ama; genç nesil “Şiraze de ne demek oluyor?” diye soracak... Eskiden, alınan kitapların hemen ciltlenmesi modaydı. O eski cilt tekniğinde, sayfaların birbirine bağlandığı ve dikildiği ipin adıydı. Kopan sayfalar için, “Şirazesinden çıktı” denilirdi. Bu tabir; kontrolsüz, disiplinden kopuk ve sonucu nereye varacağı kestirilemeyen durumlar için kullanılır. Aynı, futbolumuzun şu an içinde bulunduğu kaos gibi...
Kaos olan nedir?
F.Bahçe, Beşiktaş ve G.Saray başkanlarının, son günlerde yaptığı sorumsuz, savruk, gereksiz konuşmalarının yarattığı olumsuz havadır.
Fikret Orman’ın “Biz de artık öbürleri gibi konuşacağız” demesi... Aziz Yıldırım’ın hemen cevap yetiştirmesi... Duygun Yarsuvat’ın “Ben soyunma odasını basan başkan olmayacağım” demesi... Bir diğerinin “Ben basmadım ama, gerekirse basarım” çıkışı...
Baştakiler böyle olursa, futbolcuların soğukkanlı ve terbiyeli olması zaten beklenemez... Hakemler derseniz, hepsinden beter!
Beşiktaş-F.Bahçe maçını yöneten Bülent Yıldırım’ın oyunun hemen başında göstermesi gereken kartları saklayıp, oyunun kontrolünü kaybetmesi, saçma-sapan kartlar çıkarması, kırmızı kart sırasında Beşiktaşlı futbolcuların üstüne yürüyen ve bu konuda sayısız sabıkası olan Emre’yi de atmaması... Kaosun ta kendisidir.
Ayrıca, Olcay Şahan’a ikinci sarıdan kırmızı gösterilen pozisyonda; evet bir saniyelik bir temas var ama, Emre’nin de hemen kendini yere bırakması durumu söz konusu... İşin içinde abartma, hatta aldatma da var. Hakeme yedirdiler. Karara tepkinin büyümesi bu yüzden. Atılma anı sonrasında gelişen ani olaylarda, kargaşa sırasında Olcay Şahan’a yumruk atan Alper Potuk arada kaynadı. O da atılmalıydı.
* * *
Bir yerde çok olay, çok suçlu var da; sadece bir kişi ağır ceza görüyorsa, orada kaos var demektir... Emre’nin ettiği küfürler, gene yanına kar kaldı. Biliç bile isyan etti... “Benim oyuncum küfür edince atılıyor da, bize küfür edenler neden sahada kalıyor?” diye sormakta haklı... Futbol Federasyonu, kızılcık sopasını artık eline almalı. Ama kızılcık sopasını nereye sakladığını unutmuş... Üstelik, fincancı katırlarını ürkütmekten çekiniyor. Sopayı bulsa da, belli ki ondan bize hayır yok!