AB ile atılan imza sonrası en çok sorulan soru “ne aldık ve bu imzayı attık” oldu !
Konu hakkında cevabı verecek makam Hükümet olmakla birlikte, ne olursa olsun bozulmayacak GENEL DURUMUMUZU tanımlayacak bazı detayları paylaşmak ve konuya girmeden “12 tespit” yapmak istiyorum;
1- 1854’te başlayan yurtdışı borçlanmanın ve vesayet altına alınan Türk Hazine sisteminin 2008’de “IMF’nin dışarı çıkarılmasıyla” millileşme yoluna girmesi...
2- ABD-İsrail-Almanya üçgeninde boğulan Milli İstihbarat refleksimizin kurtarılarak milli gerçeklere göre işler hale getirilmesi...
3- Savunma Endüstrisinde DEVRİM yapılarak başta F-16 yazılımları olmak üzere tank-uçak dahil olmak üzere yerli üretimin başlaması... 4,5-5G dahil her türlü ihtiyacımızı yerli malzeme ile karşılayacak şirketlerimizin ortaya çıkması...
4- Füze savunma sistemlerinde “kalıpların” dışına çıkılarak, yerli fırlatma imkanları dahil her adımın YERLİLEŞTİRİLMESİ...FÜZENİN YERLİ OLMA YOLUNDA İLERLEMESİ...Savunma Endüstrimizin tam bağımlılıktan “% 66 bağımsızlığa kadar” gelmesi !
5- Ulaşım Devrimi ile “montaj-karayolu” vesayetinin kırılması ve demiryolu devriminin yaygınlaşması...
6- Rusya, Avrasya, Orta Doğu ve Afrika’da “Türkiye’nin kendi politikasını” uygulamaya başlaması...
7- Balkanların ayağa kaldırılması ve “Rumeli Sancağı” gerçeğinin hayata geçmesi. Sayın Erdoğan’ın “Kosova Türkiye’dir, Türkiye Kosova’dır” referansını tanımlaması ve arkasından değişen BALKAN gerçeği...
8- Orta Asya, Afrika, Orta Doğu ve özellikle Çin ile tarihi ticari adımların atılması. Dünyanın en büyük bankası olan Çin bankasının Türkiye’ye gelmesi...
9- İçerideki FİNANSAL VESAYET ve OLİGARŞİK BÜROKRASİ’ye karşı atılan net adımlar...
10- Amerika’dan Çin’e, Çin’den Japonya’ya Türkiye’ye yeni bir ilgi dalgasının ortaya çıkması...
11- MB başta olmak üzere finansal vesayete bilerek-bilmeyerek yol açma yoluna giren kurumlar için yeni paradigmaların tanımlanması...KURUMLARIN MİLLİLEŞMESİ...
12- Kurumların ÖZGÜRLEŞTİRİLEREK yerel-küresel oligarşik yapıların baskılarından arındırılması...
Sonuç: 1980 darbesi sonrası ve özellikle 28 Şubat süreci ile “Türkiye’nin geçmişiyle bağlarını koparma” ve “TESLİMİYET OLMADAN OLMAZ” algılaması adı altında içerideki YERLEŞİK YAPI tarafından TURBO KAPİTALİZM ve BATI EMPERYALİZM’ine teslim edilme süreci hızlandı... 2001 krizi bu sürecin “zirve noktasıydı” ve bu kriz çıkmadan önce-sonrasında “yerleşik medya” teslim alınma şartlarını içeride “dikta etmeye” ve “kamuoyunu alıştırmaya” başlamıştı. 2003 yılından itibaren bu yapı kırılma yoluna girdi, 2008 YILINDA FİNANSAL BAĞIMSIZLIĞIN YOLU AÇILDI ve 2003-2016 arasında Türkiye TAM BAĞIMSIZ olma yolunda çok büyük yol aldı...Bugünlerde çöken AB, Türkiye üzerinden kendine yeni bir yol bulmaya çalışıyor ama nafile! “Hasta Adam Avrupa” için her anlamda yolun sonu ve çok net görünen bir gerçek var; YENİ DÜNYA DÜZENİ ve DENKLEMİ “Avrupa” adında bir “süper güç” içermeyecek! Sıradanlaşan, çözülen Avrupa’ya karşı mesafemizi korumakta ve “hasta adam’ı” yanımıza fazla yaklaştırmamakta yarar var!
Son söz: Türkiye uyanıyor, ayağa kalkıyor... Özümüze, yapay yollarla, zorla YERLEŞTİRİLEN PARADİGMA Sayın Erdoğan liderliğinde kırılıyor... Bu yeni bir BAŞLANGIÇ ve Türk Halkının da bu YENİ ALGILAMAYA göre zihnini “şartlanmalardan” kurtararak ileriye bakmayı denemesi, sınırları zorlaması gerekli... Haydi Türkiye bu 100 yılda gelen bir şans, KULLAN bu şansını ve kır iç-dış Siyasal-EKONOMİK-Finansal VESAYETİ! Yaşasın tam bağımsız Cihanşümul BÜYÜK TÜRKİYE!