Gazze'deki katliamın şiddeti dünyanın diğer bölgelerindeki mezalimi gölgeledi.
Gazze tüm insanlığın sınıfta kaldığı bir imtihan oldu.
Hele demokrasi özgürlükler insan haklarını dilinden düşürmeyen ABD'nin, Gazze Kasabı'nı kongrenin ortak toplantısında misafir edip konuşturması ve ayakta alkışlaması demokrasinin de özgürlüklerin de insanlığın da iflas ettiği ve ABD'nin bittiği/öldüğü bir dönüm noktası oldu.
Gazze kasabının suç ortağı olduğu gözümüzün içine sokularak gösterildi.
Gazze, batının maskesini düşürdüğü gibi doğunun da İslam dünyasının da (yönetimleri kastediyorum) ne denli ruhsuzlaştığını göstermiş oldu.
BANGLADEŞ
Biz Gazze Doğu Türkistan derken, Bangladeş'te bir insanlık dramı yaşandı/yaşanıyor.
Tıpkı Gazze'deki gibi insanları gündüz gözüyle katleden, darp eden, haklarını elinden alan bir yönetim zulmü yaşandı ve hala devam ediyor.
Güney Asya jeopolitiğinde nüfusu 170 milyonu aşmış önemli bir ülke olan Bangladeş'te bir akademisyenin ifadesiyle durum, 'Filistin'den daha vahim!'
Bangladeşli bir akademisyen (güvenlik için ismini yazmıyorum) 'Filistinlinin interneti telefonu var bizim bir haftadır internetimiz yok telefonumuz yok, sokağa çıkma yasağı var ve sadece bu sürede 150 sivil katledildi, 1500 yaralı var!' diyor.
Değişik kaynaklarda 250 ölü, 2500 yaralı olarak geçiyor.
RAZAGAR(Rızakar)
Bangladeş 1971 den beri sürekli darbelerle gündeme gelen bir türlü istikrar bulmayan bir ülke.
Doğu Pakistan adıyla Pakistan'ın bir eyaleti olan bölge Bangladeş adıyla bağımsızlığını ilan ettiği günden beri istikrarsızlığı devam eden bir ülke.
Bangladeş, Pakistan'dan ayrılırken bir iç savaş yaşandı ve savaşı kazanan ayrılıkçılar birlikten yana olanlara karşı terör örgütü üyesiymiş gibi muamele ediyor.
Pakistan'la Birliği savunanlara işbirlikçi anlamında Razagar diyorlar.
İlginçtir Bangladeş yönetiminin en büyük düşmanı Pakistan!
EN BÜYÜK DÜŞMAN
Razagar, Pakistan'a çalışan ajan anlamında bir suçlama deyimidir. Birine Razagar deniyorsa o kişi tehlikeli demektir. Tıpkı bizdeki PKK ve FETÖ gibi mücadele edilmesi gereken unsur olarak algılanıyor.
Pakistan'la birliği savunanlar savaş suçlusu olarak idam edilmiştir.
İdamların tamamı da dindar liderlerden oluşmaktaydı.
Bangladeş Yüksek Mahkemesi'nin bizdeki istiklal mahkemeleri gibi çalıştığı anlaşılıyor!
En son yanlış hatırlamıyorsam 2016 yılında Cemaat-i İslami lideri Rahman Nizami bu gerekçe ile idam edilmişti.
Ondan önce, 2013'te genel sekreter yardımcısı Abdulkadir Molla, 2014'te 92 yaşsındaki Gulam Azzam, 2015 de Muhammed Kameruzzaman ve Mirkasım Ali idam edilmişti.
KOTA SİSTEMİ
100-250'den fazla ölüme ve 1500-2500' den fazla yaralıya sebep olan geçen haftaki protestoların temelinde ise ülkede uygulanan kota sistemi var.
Yönetim bağımsızlığını ilan ettiği günden beri ayrılıkçılara gazi unvanı veriyor ve devlette görev alma önceliği tanıyor.
Yüksek Mahkeme devlet memurluğunda ayrılıkçılara yüzde 30 kontenjan tanıyan yeni bir karar alınca ülke genelinde özellikle üniversitelerde büyük bir protesto başladı.
Bu kotadan iç savaşta ayrılığı/bağımsızlığı savunanların -çoğu hayatta olmadığı için- çocukları, torunları ve yakınları faydalanıyordu.
Üniversiteler bu adaletsizliğe isyan etti.
Bu protesto ideolojik ve siyasi bir temelden ziyade eşitsizliğe karşı tüm üniversitelerin iştirak ettiği protestosuydu ve bugüne kadar yapılan protestoların en büyüğüydü.
Hükümet sokağa çıkma yasağı koydu interneti ve telefon iletişimini kapattı.
Ve protesto eylemi yapan tüm öğrencileri Razagar ilan etti!
Gelen haberlere göre hükümet şiddet kullanıyor, işkence ediyor ve öldürüyor!
Öğrencilerin ülke çapındaki bu protestosunun arkasında hem kota sistemine itiraz hem hükümetlerin öğrencilerin sesine kulak asmaması hem de işsizlik yatıyor.
Nobel Barış Ödülü Sahibi Profesör Muhammed Yunus, Dünya Liderlerine Acil Çağrı'da bulunarak
"Bangladeşli öğrencilere/vatandaşlara uygulanan ve devam eden katliamın durdurulmasını" istedi.
"Protesto haklarını kullananlara yönelik şiddeti sona erdirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları çağrısında bulunuyorum." diyen Yunus, öldürülenlerin arasında lise öğrencilerinin de bulunduğunu söyledi.
Dünya liderleri bu çağrıyı duyarlar mı?
Elbette ki duyarlar ama önemli olan ne yapacaklarıdır!
Gazze'deki katliamı seyretmekle kalmıyorlar, Gazze Kasabını ayakta alkışlıyorlar!
Bangladeş'i hiç umursamazlar çünkü oradaki yönetimin bakışı Gazze Kasabının bakışından farklı görünmüyor!
Allah İslam dünyası yöneticilerini ıslah etsin!