Kudüs’ün Doğu kısmında yeralan Şufra semti... Mescidi Aksa’nin yanıbaşındaki otelimizden oraya ulaşana dek bolca İsrail polisi, bomboş sokaklar ve birkaç saat sonra yoğunlaşacak güvenlik önlemlerinin habercisi olan “güvenlik önlemleri” görüyoruz. İki katlı bahçe içindeki eve girerken, avludaki plastik sandalyeler göze çarpıyor. Kapısında günlerce 29 bin Filistinlinin gösteri düzenlediği ev taziye ziyaretine gelenlerle dolmuş ve taşmış.
Çünkü burası Muhammed Abu Hudeyr’in evi... Hani sabahın 4’ünde Mescidi Aksa’da namaz kılmak üzere evden çıkan ve bir daha geri dönemeyen 16 yaşındaki Filistinli genç...
Hani neredeyse ölümüyle “3. İntifada mı acaba?” Sorusunu sorduran isyan dalgasının öznesi...
Önce babası geliyor... Hüseyin Abu Hudeyr... 2 oğlu ve 4 kızı var. Oğlunu kaçıran ve yakarak öldürenlerin İsrail polisiyle bağlantılı olduğundan emin. “İsrail yer tespitini cep telefonundan kolaylıkla yapabilirken, oğlumun cep telefonundan neden bulamadı?” Sorusunu haklı olarak soruyor ve bu sorunun yanıtını aslında herkes biliyor.
Bahçede gerçekleştirdiğimiz röportajın detaylarını sayfamızda okuyabilirsiniz. Ardından ikinci kata çıkıyoruz ve anne Süha ile konuşmak üzere eve giriyoruz. Gözleri ağlamadan şişmiş genç bir kadın geliyor. Ne sorulur ki? Oğlu gözü dönmüşler tarafından yakılmış. “Canlı canlı yaktılar” diyor. Ne sorulur? Söz bitmişler soru mu kalır? İnsanlığın borçlu olduğu o anaya bakarken gazetecilik mi kalır?
Dünyanın en çözülmez düğümü Ortadoğu barışının Filistin yaprağını o ananın gözyaşlarından okurken, boğaz düğüm düğüm, kelimeler kifayetsiz kalır...
Sadakataşı Derneği’nin Mescidi Aksa avlusundaki iftar programı için Kudüs’e geldik. İsrail’in Gazze bombardımanının ilk günlerinde her gün artan ölü ve yaralı sayılarını Kudüs’te takip ettik...
Arka arkaya düşen dört füzenin Kudüs’e düşmesiyle çalan sirenleri, paniği görüyoruz. Ama şu düşüncenin Fonu’nda gelişiyor her duygu: Gazze’ye bir gecede atılan 300 bombanın, üç günde atılan 400 tonluk ölümün yanında insanları hafiften titreten füzeler nedir ki?
Füze sesleri Filistinlilerin alkışlarına karşırken, İsrailliler sığınaklara, Filistinliler coşkularınınyaşamak üzere sokaklara koşuyorlardı.
Çünkü aslında bir annenin gözyaşına sığınmıştı her türlü hakikat...