Geçtiğimiz hafta, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın TBMM'deki konuşmasını dinlerken, kendime sorduğum soru şuydu; 'Filistin'in gelecekteki kaderinde HAMAS ne kadar yer alacak?' Çünkü medya kulislerinde beklenen; İsrail lideri Netanyahu'nun ABD Senatosu'nda yaptığı konuşmayla aynı zamanlama içeresinde, Abbas ile Heniyye'nin birlikte, Türk Parlamentosu'nu ziyaretleriydi... Lakin İsrail ve ABD buna fırsat tanımadılar. Ne Abbas yerinden kımıldayabildi, ne de zaten Rahmetli Şehit Heniyye ile ne kadar bağdaşırlardı pek çok bilinmezi vardı bu kulislerin...
Nitekim Mahmut Abbas, yapacağı konuşmaya şehit İsmail Heniyye ve diğer şühedaya dua ile başlayınca, çoğumuz hem şaşırdık hem de hoşnut olduk. Konuşmasının tonu, daha önceki Mahut Abbas konuşmalarından oldukça farklıydı ve TBMM Başkanı Numan Kurtuluş'un tüm siyasal parti grup başkanlarıyla birlikte kendisini karşılamış olduğundan büyük ilham aldığını, kendisinin de Filistin için mücadele eden tüm grupları benzer şekilde birleştirerek yürümek istediğini dile getirdi...
Biliyorsunuz çok ilgisiz bir coğrafyada olmasına rağmen dünya liderliği kadrosundaki mücadelesi adına, Çin bile bu konuda ön alabilmek için Filistin mücadelesi veren tüm grupların temsilcilerini bir araya toplayarak bir deklarasyon yayımlanmasına öncülük etmişti...
Dışarıdan bakıldığında kabataslak ve rijit ayrılıklarla apayrı kompartımanlarda olduklarını farz etmeye alıştığımız kurtuluş hareketlerinin, aslında kurtuluş ana gayesi altında ortak tonları olabileceğine hiç zihin yormadık. Bu yüzden ABD destekli İsrail'e karşı Sovyet destekli sol kurtuluş hareketlerini destekleyen bizdeki solcular, mesela aynı Filistin'in kurtuluşu için 1987'den bu yana mücadele eden mütedeyyin hareketlere hep sırt döndüler, indirgemeci bir dil ile sol tandanslı olunca kurtuluş, dini tandanslı olunca terörizm şeklinde baştan savma bir öteleme içinde oldular... Halbuki hepsi de zamanın dönüşümleriyle ilgili farklılaşan yüzlerdi...
Mahmut Abbas'ın TBMM'de konuştuğu gün, TBMM sıralarında Şeyh Ahmet Yasin, Prof. Rantisi, Şehit İsmail Heniyye fotoğrafları olduğu kadar, Leyla Halid'in, Yaser Arafat'ın fotoğrafları da vardı. Bunları bir Filistin direniş külliyatı olarak okumak ve saygı duymak taraftarıyım. Filistin Kurtuluş Örgütü Filistin'in bağımsızlığı için verilen mücadelenin başında yer alıyordu evet, ama daha sonraki zamanlarda Filistinlilerin geleneğe ve dine bakan yüzleri çoğalmaya başladı... FKÖ'nün kendi içinde yaşadığı çalkantılar, parasal dedikodular derken, halk kendi içinden çıkan ve kendisi gibi yaşayan başka bir hareketi doğurdu. Şeyh Ahmet Yasin önderliğinde halkalanan bu hareket, bir yandan ilmi, bir yandan siyasi talepler dillendiriyor ve toplumsal dayanışma konusunda ciddi bir dip dalga şeklinde büyüyordu. Hamas, İntifada'lar aracılığıyla Filistin'in özgürlük mücadelesini dünyaya yeniden duyurma görevini üstlendi böylece... Gücünü ütopyadan değil halktan alan, yerel bir hareketti...
Hareketul Mukavemetul İslamiyye... Yani Hamas'ı, işgal altındaki Filistin'in ve esaret altında yaşayan Filistinlilerin kurtuluşunu hedefleyen bir çatı olarak tanıyor tüm dünya. Çatı kelimesini bilerek kullandım, çünkü çatı altında farklı fonksiyonlar gören komiteler olduğu biliniyor; çatının siyasi kanadı, direniş kanadı, olduğu gibi, eğitim ve sosyal faaliyetler alanında çalışan bir diğer kanat, yine kadınlar, yetimler, şehit yakınları ile ilgilenen ekipler, medya başkanlığı gibi farklı işlevleri olan bir hareket... Filistin'de yasal seçimlere katılan bir parti aynı zamanda...
TBMM'de konuşan Başkan Mahmut Abbas ise Filistin meselesini tüm dünyaya duyurmak ve Filistin'in devlet olarak tanıtabilmek için bir ömür geçirmiş kıdemli bir diplomattı... Sık sık şehitlere atıf yaptı. Filistinlilerin insan onurundan söz etti. İsrail'in katliamlarının, tehcirlerin, 1948'den beri devam ettiğini zikretti. Bağımsızlık ve kurtuluş hareketimizi birleşerek sürdürmeliyiz dedi. Birleşebilecekler mi şimdiden cevaplamanın imkanı yok... Lakin ilk kez bu kadar uzun dinlediğim bir lider olarak Mahmut Abbas, politik koşulları kavramada oldukça mahir, pragmatik, tecrübeli, zeki bir diplomat diyebilirim...
Hamas'ı Filistin'in geleceğinde etkin olarak görüp göremeyeceğimiz sorusu ise, Filistin halkının öz iradesiyle cevaplayacağı bir soru. Temennilerin ve algı yönlendirmelerinin ötesinde, hani şu zorba İsrail askerlerince yerlerde sürüklenirken bile tebessüm edebilen, tank namluların önünde gülümseyerek zafer işareti yapan gençlerin, bebekleri öldürülen kadınların, evleri, okulları yıkılan Gazzelilerin, Şerialıların, Ramallahlıların, Kudüslülerin vereceği bir cevap...
Bu kadar Filistin'den söz ettikten sonra, kendi fotoğrafımız hakkında da son bir şey söylemek isterim: Tüm partilerin vekillerinin boyunlarında, Filistin atkısı vardı ve Genel Kurula büyük bir olgunluk içinde gelişleri, duruşları, TBMM'nin tüm dünyaya verdiği Filistin'e destek mesajı çok değerliydi...