20 yıldır devam eden AK Parti iktidarına karşı siyasi partilerin muhalefeti bir türlü etkili olamadı.
Etkili olamadı çünkü AK Parti hükümetleri 20 yıldır gerçekleştirdiği icraatlarla seçmenin beğenisini kazanmayı başardı.
İflas etmiş olan Türkiye'yi hemen her alanda büyüten güçlendiren ve uluslararası alanda rekabet edebilen bir güce kavuşturdu.
Hele de enerji, sanayi ve savunma alanlarında attığı adımlarla artık kendi kendine yeten bir ülke konumuna yükselerek kararlarını kendi iradesiyle veren okyanus ötesinin talimatlarına hayır diyebilen bir güce kavuştu Türkiye.
Suriye'de Irak'ta, Libya'da, Karabağ'da ve Doğu Akdeniz'de emperyalist güçlere karşı elde ettiği başarılar seçmenin gözünden kaçmadı.
Büyüyen ve güçlenen Türkiye'den rahatsız olan emperyalist güçlerin içerden ve dışardan yürüttükleri saldırılara rağmen dik durmasını bilen bir yönetime sahip olduğunu gördü seçmen.
Taksim camiinden Ayasofya'nın ibadete açılışına, meslek liselerinin önündeki engellerin kaldırılmasından kılık kıyafet konusundaki normalleşmeye kadar özlemle beklediği özgürlükleri AK Parti hükümetlerinin gerçekleştirdiğini gördü seçmen.
Sağlıktan ulaşıma, tarımdan sanayiye ve sayılamayacak sayıdaki icraatlarıyla AK Parti her seçimde seçmenin tercihi oldu.
Muhalefet bu sürede iktidara karşı bir varlık gösteremedi.
İktidara karşı etkileyici muhalefeti de şu anda siyasi partiler temsil etmiyor.
İktidarın şu anda etkilendiği en güçlü muhalefet ekonomi.
Dikkat edilirse muhalefet partileri de iktidarı ekonomi üzerinden sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Fakat bu ekonomik dalgalanmaya rağmen muhalefetin oylarında bir artış görülmüyor.
Evet, seçmen pahalılıktan şikayetçi ama bu sorunu muhalefetin çözeceğine dair bir emare de göremiyor!
Ana muhalefet lideri seçmeni ikna edecek çözüm teklifleri yerine sıradan bir aktivist gibi devlet kurumlarının önünde gösteri yapıyor, devlet kurumlarına giremeyen bir lider havası estirerek seçmen üzerinde devlet yönetme kabiliyetine sahip olmadığı imajını tekrarlıyor.
İktidarı nepotizm ile suçlarken partisinin belediyelerindeki partizanlığa tek kelime etmiyor. Şeffaflıktan dem vururken partisinin belediyelerinde eşe dosta verilen ihalelere sesini çıkarmıyor. Dolayısıyla da iktidara alternatif olamıyor.
İktidarı destekleyen seçmen de pahalılıktan şikayetçi ama sorunu muhalefetin çözeceğine de inanmıyor. Her ne kadar bir kısmı iktidara kırgın olduğu için kenarda duruyorsa da muhalefeti de tercih etmiyor.
Asgari ücret, dövize endeksli mevduat gibi uygulamalarla tekrar iktidara yöneldiğini görüyoruz.
Benzer çözüm formüllerini hayata geçirdikçe kırgın ve küskün seçmenin de evine döneceği uzak ihtimal değil.
Elbette ki son zamlar seçmeni memnun etmemiştir. Ben de memnun değilim. Zammı yapanların da memnun olmadığı kanaatindeyim. Ama ortada bir zaruret vardır ve iktidar popülizm yapmadan gereken kararı alıyor.
Doğalgaz, akaryakıt ve elektrik de bütün dünyada fiyatlar artmıştır. Elektrik fiyatları %145 ile % 274'e varan bir artış söz konusuyken Türkiye sadece %70 oranında yansıttı faturalara.
Doğalgazda %300 civarındaki fiyat artışını Türkiye %18 oranında yansıttı faturalara.
Petrolün varilinin 20 dolardan 85 dolara çıkmış olması herhalde Türkiye'nin sorumluluğunda değildir.
Dolayısıyla sıkıntının Türkiye eksenli olmadığı bütün dünyada benzer sıkıntıların yaşandığını hesaba katmak gerekir.
Evet, pahalılık cüzdan yakıyor. Ama Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik dalgalanmanın geçici olduğunu söylüyor uzmanlar.
Yatırım, istihdam üretim ihracat modeli başarılı bir şekilde devam ediyor. Bu model ile kısa sürede cari açığın ortadan kalkacağı ve enflasyonun frenleneceği dolayısıyla pahalılığın da duracağına işaret ediyor uzmanlar.
İhracatı 225 milyar dolara çıkartan, Karadeniz'de 540 milyar metreküp doğalgaz keşfini gerçekleştiren, yeni 45 petrol kuyusu kazandıran, Karabağ'da Libya'da Doğu Akdeniz'de Afrika'da varlığını bütün dünyaya kabul ettiren bu iktidarın en güçlü muhalifi de ne CHP'dir ne İP ne de diğerleri.
En güçlü muhalefet partisi ekonomidir, filedir, pazardır.
İktidar da bunun farkındadır!
Cumhurbaşkanının dün akşam, "yüksek enflasyondan dolayı üzüntüsünü belirtip sorunla yüzleşmesi, kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğiz deyip gelir artırıcı tedbirleri sıralaması kıymetlidir."