Siz bugün, bu yazıyı okuduğunuz zaman deyim yerindeyse ‘dananın kuyruğu’ kopmuş olacak...
Elbette son söz Amerikan halkının...
Ama benim gönlümden geçen sağduyulu Amerikan halkının tüm dünyanın selameti için ‘eşeğe’ mührü basmış olmaları...
Tanrıları, sağduyulu Amerikan halkını kutsasın...
Aslında, Amerikan seçimlerinin sadece Amerikalılara bırakılmayacak kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Başbakan da benim gibi düşünüyor olmalı ki Obama’ya “Seçim kampanyasında desteğe ihtiyaç duyarsan bizim arkadaşları göndereyim” sözleriyle destek vermişti...
Başımızda bu kadar sorun varken bir de filin içindeki bitip tükenmez tepişme/tepme isteğine maruz bırakmadığı için Amerikan halkına şükranlarımızı sunuyorum (Umarım beni ofsayta düşürmezler).
Gerçi her ülkede ‘göbeğini kaşıyanlar’ ülkenin çoğunluğunu oluşturur ve o çoğunluk ‘sandığın başına’ erkenden gider ve mühürlerini basar... Bakınız ‘Erkenci seçmenler sandığa akın etti’...
Erkenci seçmenler derken, ülkenin gece yarılarına kadar eğlenip sabahları bir türlü uyanamayan elitlerinden bahsedilmediği ortada olsa gerek!
Halk her yerde halk, ülkenin elitleri her yerde aynı bunlar değişmez gerçekler!
Bizim burada ‘göbeğini kaşıyanlar’ gidiyor ‘ampul’e mührü basıyor, sandıktan çıkıyor mu yüzde 52 sonuç, Amerika’nın ‘bidon kafalıları’ da gidiyor ‘eşeğe’ mührü basıyor...
Anket sonuçlarından çıkan yüzde 48 sonuca, ne diyordu Barak Hüseyin Obama: Yetmez!
***
Ha ne diyorduk, Amerika seçimleri sadece Amerika seçmenlerine bırakılmayacak kadar ehemmiyetlidir!
Madem ki Ortadoğu barış sürecinden Arap Baharı’na, İran’dan Suriye’ye, Avrupa’dan İslam dünyasına, dış politikadan iç politikamıza kadar ve tüm ülkelerin ekonomisine kadar kaderimizi belirliyor Amerika Başkanlık seçimleri...
Niye bizler de dahil olmuyoruz bu seçimlere?
Şaka yapmıyorum...
Düşünsenize...
Aylardır Obama ile yatıp, Romney ile kalkıyoruz...
Obama ve Romney arasında kıran kırana geçen seçim yarışından (artık Obama ve Romney adını duymak istemiyorum diye ağlayan altı yaşındaki bir kız çocuğunun videosu Youtube’da tıklanma rekorları kırıyor) hepimiz bitap düştük...
Günlerdir televizyonlarda ‘Obama kazanırsa ne olur, Romney kazanırsa ne kaybederiz?’ müzakereleri yapılıyor, tahminler yürütülüyor...
Obama kazansın diye dualar ediliyor...
Gerçi Obama kazansa ne olur Romney kazansa ne olur?
Hüseyin Gülerce’nin kulakları çınlasın “Ecevit Meclisten Merve Kavakçı’yı kovdu da darbeyi engelledi” diyordu... Üç günlük gecikmiş darbeyi kardan sayıyordu Gülerce büyüğümüz!
Amerika bildiğiniz Amerika...
Romney ve Obama arasındaki fark da ‘yiğitlerin yoğurda kaşık sallama’ nüansı!
Birisi gelip döve döve işgal eder, diğeri de çağımızın ruhuna uygun olarak ikna etmeye çalışır!
Ama en azından birisiyle konuşma şansımız var değil mi?
Ha ne diyordum seçimlere dahil olalım...
Zor değil! Sistem ‘Erovizyon Şarkı Yarışması’ndaki gibi olsun... Seçim gecesi ülkelere bağlansınlar ve ülkelerin oylarını da alsınlar...
Hele de, bizim Şaban ağabeyi bile keyiften dört köşe eden Fitch’in ‘notumuzu artırması’nın verdiği heyecanla, Türkiye’den gelecek oyları varın siz hesaplayın! O heyecan burada bile bir balkon konuşması yaptırır...
Gerçi saat farkı var ama biz halk olarak gerekirse uyumaz gider ‘eşeğe’ mührü basarız...
Obama Romney’den daha genç ve karizmatik, karısı Michelle sağlıklı beslenmeyi önemsiyor ve güzel kurabiyeler yapıyor. Ayrıca Obama ve Michelle çok romantikler ve birbirlerine yakışıyorlar... Bu da dünyanın evlilik müessesesinin kutsallığına ve önemsemesine katkıda bulunur...
Bizim Başbakan’la arası iyi... Tek eksikleri 2 çocukları var ancak gençler henüz, bakarsınız bu seçimleri kazanırsa üçüncü çocukları da olur...
Romney’e bakınca ürküyorum... Birazcık Serra Yılmaz sendromuna mı kapılıyorum nedir?
Neyse...
Bugün iyi olan kazandı...
Not: Eşek ABD’de Demokratların, Fil de Cumhuriyetçilerin sembolü...