HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın efendisiymiş! Atılım Gazetesi’nin Genel Yayın Koordinatörlüğünü yaparken Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) üyeliğinden tutuklanıp 6 yıl hapis yattıktan sonra, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘üzerine atılan suçun niteliği ve suç vasfının değişme ihtimali ile tutuklu kaldığı süreyi gözönünde’ bulundurarak tahliye edilmiş. İsmi, Sedat Şenoğlu.
Geçtiğimiz hafta Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Şenoğlu hakkında verdiği 7 yıl 6 ay hapis cezasını onadı. 155 ayrı eylemden yargılanan Sedat Şenoğlu, 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla kurtulmasını başına talih kuşu konmuş olarak görmeli.
Bu tür davalardan nasıl neticeler çıktığını bilmeyenler için 7 yıl çok gelebilir ama öyle değil. Hani şimdilerde “diktatörlük var, kuvvetler ayrılığı yok” diye yaygara yapan, içinde Şenoğlu’nun hanımının da bulunduğu gürûha 28 Şubat davalarını bir kez daha hatırlatmakta fayda var. O dönemde 28 Şubat cuntasına “Doğu’da laikliğin teminatı biziz” diye selâm duranlar hangi hukuk katliamlarına ortak olmuş okuyalım:
Cihat Özbolat, 21 yıldır cezaevinde. Polisin “Bölgemizde mahkemenizce sorulan eylemler olmamıştır” diye rapor vermesine rağmen, Fethullahçı Terör Örgütüyle anılan hâkim Şerafettin İste’nin başkanlığını yaptığı mahkeme tarafından hakkında önce 33 yıl 33 ay hapis cezası verildi. Yargıtay’ın “eksik inceleme” gerekçesiyle geri yollamasının ardından da Özbolat’a idam cezası... Devletin iki karakolu tarafından verilen “Bölgemizde mahkemenizce sorulan eylemler olmamıştır” raporu gözardı edilerek Özbolat hâlen cezaevinde tutuluyor.
Ali Acar, 16 yıldır cezaevinde. Yargılandığı mahkemede savcı özgeçmiş okumaya başlar. Acar, “Acaba kimin özgeçmişini okuyorlar” diye düşünürken okunan kendi özgeçmişidir ama kendisinin yaşamadığı özgeçmiş! Birileri tarafından dosyasına konulan özgeçmişle Ali Acar müebbet hapis cezası alır. Acar, “Bu özgeçmiş bana ait değil. Ben İmam Hatip Lisesi mezunu değilim, Ticaret Lisesi mezunuyum” dese de fayda etmez. Mezun olduğu Ticaret Lisesi’nin diplomasını yerel mahkemeye ve Yargıtay’a sunar ama hakkındaki hüküm çoktan kesilmiştir. Başkasına ait özgeçmişle Ali Acar hâlen cezaevinde.
İsmail Uysal ve Ethem Köylü, 22 yıldır cezaevindeler. Gerekli izinleri alınmış siyasî bir dergiyi satmak ve dağıtmaktan gözaltına alınırlar. Bir daha da dışarıyı göremezler. Haklarında savcının beraat istediği ve mahkeme heyetinin de bu isteğe uyacağı celseye birkaç saat kala dönemin 1. Ordu Komutanı İstanbul Beşiktaş’taki Adliye binasına gelir. Adalet, misafirin gitmesini bekler! “Hâkimler nerede, davalar niye başlamıyor” diye mırıldanan sanıklara misafirin hediyesi takdim edilir: Müebbet!..
Bir kere katıldığı dinî sohbetten tutun da, hakkında buluna buluna izinsiz Kur’an öğretmek suçlamasıyla zindanlarda olan yüzlerce Müslüman’ı hatırlattı Figen Yüksekdağ’ın efendisi Sedat Şenoğlu’nun aldığı hapis cezası. Eminim o da bu yazdıklarımı okuyunca “İyi yırtmışım” diyecektir. Emin olamadığım ise, geldikleri devrimci sürecin 28 Şubat cuntasıyla yaptığı işbirliğinden utanıp utanmayacağı. Gerçi Batı’nın kucağında antiemperyalistcilik oynayanlar neden niçin utansın!..
Sedat Şenoğlu’nun dosyasını bilmiyorum. Belki de beraat almalıydı. Benim için derdimi anlatacağım bir vesile oldu. Kendisine geçmiş olsun diyorum!..