Rahmetli Ömer Lütfi Mete doksanlı yıllarda 408 sayı yayınladığım haftalık Yörünge dergisinde hem siyaset hem spor yazardı.
Merhumun en uzun süre yazarlık yaptığı yayın organı Yörünge'ydi.
Merhumun hemen her kesimle teması vardı.
***
Merhum Tayyip beyi severdi.
Tayyip beyin belediye başkanlığı döneminde bir gün Ömer abi bir haber getirdi. Hala yayında olan ciddi bir gazetenin yazıişleri mutfağında Tayyip beyin iki milyonluk haksız bir servete sahip olduğu haberi hazırlandığını öğrenmiş. 'Aman Tayyip beye söyle tedbir alsın' dedi.
1975'den beri tanıdığım, 1985'den bu yana da birlikte çalıştığım Tayyip beyden şüphem yoktu ama yine de uyarmalıydım.
***
Karagümrük'te Saray Lokantası'nın açılışında Tayyip beye durumu izah ettim. Tayyip bey o kadar rahattı ki, hiç önemsemedi kendinden emin, 'Yayınlasınlar' dedi.
Öyle bir yayın yapılmadı. Dediğim gibi ciddi bir gazeteydi (Ömer abi hayatta olsaydı gazetenin adını da yazardım) öyle bir yolsuzluk ve servetinin olmadığını görmüş ve yayından vazgeçmişlerdi.
***
Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ürünü bir senaryodan yola çıkarak meclis kürsüsünden Cumhurbaşkanına attığı iftira bana bu olayı hatırlattı.
Reis istifa ile meydan okuduğunda yine bir senaryo ile karşılaşacağımızı anladım.
İstifa restine rağmen Kılıçdaroğlu'nun iddiasını sürdürmesi rezil olacağının habercisiydi.
***
Yılların CHPsi bir gazetenin gösterdiği hassasiyeti bile göstermeyip söylenti ile siyaset yapınca böyle oluyor.
'İftiramın iftira olduğunu ispat etsinler' diyecek kadar da akıl, mantık, izan ve hukuktan nasipsiz savunma yapıyor.
Sonra eline tutuşturulan belgelerle utanmadan iftirasını sürdürüyor.
Reis kendinden emin olduğu için meydan okuyor yine de elindeki belgeyi inceletmeyi akletmiyor.
***
Reisin avukatı belgelerin asılsız olduğunu söyleyip savcıya, gazeteciler de kendilerine verilmesini istiyor.
Vermiyor.
CHP sözcüsü bir suçtan bahsetmedikleri(!) için savcıya gitmeyeceklerini açıklayarak ellerindeki kağıtlara güvenmediklerini açık ediyor. Güvenseler en azından basına verirler.
Belgelerden biri CHP'liler tarafından sosyal medyada paylaşılınca müfterinin belgeleri bile anlamadığı ortaya çıkıyor.
SWIFT uzmanı bankacılar o belgenin doğru bile olsa gönderilen para değil gelen para belgesi olduğunu ve yurtdışı değil iki türk bankası arasındaki bir işlem olduğunu söyleyince Kılıçdaroğlu iddiasının da mesnetsiz olduğu netleşiyor.
Yani Kılıçdaroğlu Türkiye'ye kurulan tuzakta aldığı rolü de beceremiyor.
***
Reisin sözünü esas almakla birlikte varsayalım ki bu belgeler doğru.
Doğru olsalar bile reisin yurtdışında parası olduğunu göstermez.
Eğer doğruysa neyin karşılığı olarak gönderildiği sorulabilir. Kaldı ki basına sızan belgenin gönderi belgesi olmadığı ortaya çıktı, diğerleri ise gizli tutuluyor!
Reis yurtdışında kuruş parasının olmadığını söylüyor.
Yani her durumda Kılıçdaroğlu kaybeden taraf.
***
Kılıçdaroğlu'nun FETÖ mensubu olduğunu düşünmüyorum. Ama haçlı zihniyetinin ülkemize musallat ettiği FETÖ'nün emellerine hizmet ettiğinde şüphe yok.
Maalesef Kılıçdaroğlu FETÖ'nün siyasi imamı gibi hareket ediyor. Türkiye'ye kurulan kumpas değirmenine su taşıyor.
Öyle görülüyor ki Kılıçdaroğlu iddiasını ispat edemeyeceği için açılan davada cezayı yiyecek. FETÖ'nün sözcülüğünün bedelini ödeyecek. İşin hukuki yönü bu. Tabii bir de siyasi karşılığı var.
Müfteri siyasetçi olunca hele de anamuhalefet lideri olunca dava ödeyeceği tazminat ile kapanmaz.
Siyasette makes bulur. Buluyor da. CHP bir türlü seçim kazanamıyor.
Davanını insani yönü ise daha vahim.
Ne hukuki bedel ödemek ne de siyasi sonuçlarına katlanmak insanın vicdanını rahatlatmaz.
O vicdan varsa tabii.
TEŞEKKÜR VE DUA
On gündür mübarek beldelerdeydim.
Medine- Münevvere'de ensar ruhunu ihya edercesine gösterdiği yakın ilgi ve samimi misafirperverliği için, yetmişli yıllarda gençliğe ağabeylik yapmış büyüklerimizden Rıfat Boynukalın ağabeyimize ve değerli eşine teşekkür ediyor, Rabbimden sağlık afiyet ve rıza diliyorum.
Yine Medine-i Münevvere'de mukim Dr. Hayreddin Bulut ağabey ve değerli eşi merhum Ali Ulvi Kurucu'nun kızı Sare hanıma samimi davetleri, içtenlikli ev sahipliği ve misafirperverliği için teşekkür ediyor, Rabbim razı olsun duasıyla sağlık ve afiyet diliyorum.
Mekke-i Mükerreme'de, Yörünge dergisinin emektarlarından rahmetli Mustafa Çalık'ın ağabeyi Abdulkadir Çalık'ın heyecan içinde gösterdiği yakın ilgi, sıcak misafirperverlik, samimi sohbet ve hizmeti için de teşekkür ediyor, Rabbimden hayırlı işlerinde muvaffakıyet nasip etmesini diliyorum.
Önceki ziyaretlerimizde Mekke ve havalisinde yaptırdığı ziyaretlerle Efendimiz aleyhisselam ile alakası bulunan mekanların uzmanı olduğunu bildiğim değerli araştırmacı Necati Öztürk hocamıza da ilgisi için verdiği değerli bilgiler ve kitaplar için teşekkür ediyorum, Allah razı olsun diyorum.