FETÖ’cüleri ikiye ayırdık:
Görünen/bilinen FETÖ’cüler...
Kendilerini çok iyi gizlemiş FETÖ’cüler. Yani kripto denilenler...
Son zamanlarda ordunun dışında FETÖ’cüler yakalanmaz oldu.
FETÖ’nün kripto unsurları bir tek orduda mı var? İlginç...
Buradan iki sonuç çıkıyor: Ya diğer kurumlardan tamamen temizlendiler ya da görünen/görünmeyen bir elin himayesine mazhar olmaya başladılar. Birinci hal sevindirici, ikinci hal ise üzücüdür…
İkinci hale bir çare bulunmazsa, yani ordu için gösterilen hassasiyet diğer devlet kurumları için de gösterilmezse korkarım ki pek yakında dizimizi döveriz.
Bunun için yapılması gereken şey basit: Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Sayın Cihat Yaycı’nın kılı kırk yaran FETÖMETRE’si esas alınırsa iş biter. Önerim FETÖMETRE’nin siyaset kurumuna acilen taşınmasıdır.
FETÖ’nün siyasi partileri yalnız bırakmayacağı biliniyor. Sevgili dostum Mahmut Övür’ün FETÖ yazışmalarından hareketle yazdığı değerli yazılarda bu “sızma” ve “yönlendirme” faaliyetleri açıkça anlatılıyor.
FETÖ’nün siyasi ayakları bahsinde konuşanlar şayet samimi iseler FETÖMETRE üzerinden kendi adaylarını bir teste tabi tutsunlar.
Herkes FETÖ’cüleri başka yerde arıyor. Hiç kimse FETÖ’cülerin kripto unsurlarıyla kendi içlerine ve yakınlarına sızabileceğine ihtimal vermiyor. Oysa herkes biliyor ki FETÖ’cüler bukalemun gibidirler. Kendilerini gizlemek konusunda çok mahirdirler. Öylesine mahirdirler ki onları kendinizden daha samimi bulacak kadar başınıza taç edersiniz.
Takiyye konusunda da ziyadesiyle mahirdirler. Dün kendinizin “Kripto FETÖ’cüdür!” dedikleriniz bile sizi öyle olmadıklarına inandırırlar.
Affetme duygunuza oynarlar.
Başkaca siyasi atraksiyonlar içine girerler.
Merhamet duygularınızı ustalıkla kullanırlar.
“FETÖ’cülerin gerçek yüzlerini göremedikleri”ni söyleyerek dizlerini döverler. Gözyaşlarını akıtmakta mahir oldukları için anında kandırırlar sizi. “Geçmişteki gafletimi ve hatalarımı affettirmek için” diyerek başladıkları cümleler onlara bir bakarsınız yeni kapılar açar. İşte o süreçten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Acırsanız acınacak hale düşersiniz!” dediği süreç başlar.
Kripto FETÖ’cülerin olmadığına ve FETÖ’cülerin de kökünün diğer kurumlarda kazandığına inanılıyorsa o zaman diğer Cumhurbaşkanı adaylarının veya partilerin seçim beyannamelerinde niçin FETÖ’yle mücadeleye bir tek satır ayırmadıkları eleştirisi de havada kalır.
Yeni dönemde asıl FETÖ’nün kripto unsurlarına herkes dikkat etmeli.
Edilmezse ne mi olur?
Gün gelir girdikleri yeni kisveleriyle etkili ve belirleyici oldukları her alanda intikamlarını alırlar. FETÖ ile kim bütün gemileri yakarak mücadele etmişse onları ilkin sistematik bir biçimde itibarsızlaştırırlar ve sonra yok ederek amaçlarına ulaşırlar. Siyasi saikler veya oy devşirme kaygıları kripto FETÖ’cüler için arayıp da bulamayacakları bir vasattır, biline.
Tankları görüp kaçanlar…
15 Temmuz’da tankları görüp kaçanlar her kesimde görüldü.
Tankların karşısında yüreklice direnenler de sadece bir kesime mensup değildi.
O gece milletimizin her kesimine mensup cesur evlatları destan yazdılar.
Ölümün kol gezdiği o gecede korkup kaçanlar oldu.
Bilinmeyen dehlizlere ve evlere sığınanlar oldu.
Telefonlarını yerleri tespit edilmesin diye kapatanlar oldu.
Nerde oldukları bilinmeyenler oldu.
Gün ışıdığında tekrar hiçbir şey olmamış gibi ön saflarda yer alanlar oldu.
Millet hepsini ve her şeyi gördü.
Herkesin notunu verdi.
Tankları görüp kaçanları unutmadı/unutmayacak bu millet.
Korkak kaçkınları da asla baş tacı etmez/etmeyecek bu millet.
15 Temmuz’un ruhu, 24 Haziran’da sandığa yansıyacak elbette…