ABD’nin Türkiye’de deşifre olmuş FETÖ yapılanmasından vazgeçmeyeceğini, Amerika ve Avrupa’daki kaçakların yeni bir anti-Türkiye diaspora olarak yapılandırılacağını kabul etmek durumundayız.
Onları Türkiye’ye göndermeyecekler.
Aksine, Türkiye karşı diğer lobiler ile birlikte birleştirerek bir tür “yeni-Jöntürk” hareketine dönüştürecekler.
ABD, “küresel satranç” oynamıyor, gücüne güvenerek elindeki tüm parayı rulet masasında tek rakama yatırıyor ve sonra o rakamın gelmesi için krupiyenin gözünün içine bir bakış fırlatıyor.
Türkiye merkezli Ortadoğu politikasında ruletin topu FETÖ-PKK üzerinde durmak zorunda.
FETÖ aynı zamanda, Amerikan emperyalizminin tüm hassas başkentlerde kullanabileceği bir yapılanma…
MOSKOVA’DAKİ KRİPTOLAR KİM, BİLİYOR MUYUZ…
İnanıyorum ki, MİT tarafından yapılacak hassas bir çalışma, Rusya’nın Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarında “Türkçe bildikleri için” Türkiye’ye bakan bölümlerde çalışanlarda hatırı sayılır FETÖ okulu mezunu ortaya çıkaracaktır!
Bu çok doğal… Bu okullar, Kazakistan ve Kırgızistan başta, eski Sovyet cumhuriyetlerinde pek çok mezun verdi ve bu mezunlar Rusya’da da istihdam edilebiliyor.
(Meclis Başkan Vekili Levent Gök’ün Meclis heyetiyle birlikte Kazakistan’da katıldığı toplantıyı arka sıralarda Türkiye’nin iadesini istediği ama bir türlü alamadığı FETÖ’cü Doğan Yıldız’ın izlemesi budur. Patlayan skandala Kazak muhataplar tatmin edici bir cevap verdiler mi, hayır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Kırgızlar, üstelik Türkiye tarafından yapılmış camideki iftarda Büyükelçi Fırat’ı FETÖ elebaşlarıyla aynı masaya oturtmaya kalkmadılar mı?”
Durum Moskova’da da aynıdır.
25 Aralık 2016 günü Radyo Sputnik’te Türkiye uzmanı olarak konuşan ve FETÖ elebaşını yere göğe sığdıramayan yazarın yorumlarını, Sputnik Türkçe’de okumayı hayli zaman sürdürdük. Türkiye yıllarında FETÖ bağlantısı olduğu belirtilen şahsın öncülüğünde Türkiye-Rusya-Azerbaycan işbirliği toplantıları ne anlama gelir, bilemem…
“Bir millet iki devlet” deyip “üçüncü ortak aramak” nedir, onu da bilemem…
İSRAİL LOBİSİNE DİKKAT!..
Türk-Rus ilişkisinde maymuncuk aslında Amerika’nın elindedir.
Türkiye’de muhalefet görüntüsünde FETÖ yanına savrulmuş kesimle Moskova’daki güçlü İsrail-Ermeni lobilerinin mensuplarını ve her iki taraftaki FETÖ yanlısı kripto bürokratları/medya unsurlarını birleştirdiği an, işler yolundan çıkar.
Rus ordusuna ve savunma sanayine üst düzeyde hizmet etmiş, emekli generalLeonid İvaşov’un geçen yıl yaptığı “Rusya’nın Suriye politikasını İsrail lobisi sürdürüyor” açıklaması önemlidir.
İvaşov, İsrail hava saldırıları sırasında hayatını kaybeden 15 Rus askeri olayının “teknik kaza” adı altında ört-bas edilmesine karşı çıkarken bu sözleri ifade etti.
Rusya, FETÖ’nün tetikçi olarak kullanıldığı suikastte Büyükelçi Andrey Karlov’u kurban vermiş bir devlet, bünyesine iyi bakması gerekiyor.
ERDOĞAN-PUTİN İLİŞKİSİ ÇOK ÖNEMLİ…
Türk-Rus ilişkisinin bugün güçlü sürmesinin tek nedeni var: Erdoğan ve Putin birbirlerine güveniyorlar...
Ama ilişkinin iki liderin dışında “kurumsallaştığını” söylemek mümkün mü, çok zor.
Putin, kendi tarafında, İsrail savaş uçaklarının Suriye’deki askeri hedefleri vurmasına ses çıkarmayan, buna karşılık Türk askeriyle çatışan PKK-YPG unsurlarıyla, tıpkı Amerikalılar gibi birlikte bayrak gösteren unsura dikkat etmeli.
Erdoğan, ABD-AB hattında şekillenmiş “Atlantik saldırısına” karşı duran herkesi “Avrasyacı” diye etiketleyip, “dost ve müttefik Amerika” sloganına yakın duranları iyi not almalı.
Siyonizm, devamlılık arz eden “Türkiye-ABD krizinden” beklediğini alamıyor, nedeni, 15 Temmuz sonrasında Türk toplumuna yerleşen “Kuvvayı Milliye” duruşudur.
Bu gerçeğin ışığı altında lobi ve elemanlarını Türk-Rus krizine yönlendirir mi, evet.