Bütün moral yıkıntısına, perişanlığa ve paniklemeye rağmen FETÖ’cüler hiç mi etkilenmiyor?
Son günlerin gelişmeleri evet, artık FETÖ’yü de sarsıyor, oluşan çatlaklar derinleşiyor.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ dün yaptığı açıklamada, “MİT bugüne kadar 18 ülkede 80 FETÖ’cüyü paketleyip getirdi. Bunların bir kısmı kamuoyunda yer almadı” dedi.
Kosova’daki son MİT operasyonunun başta F. Gülen, firari bütün FETÖ’cüleri panikletti, uykularını kaçırdı. FETÖ mensupları bugüne kadar hiç böylesine telaşlanmadılar, kimyaları böylesine bozulup perişan olmadılar.
FETÖ mensupları her gün yeni bir baskı, yeni bir operasyon haberi ile adeta iğneli fıçı içinde işkence görüyorlar.
Bütün bunlara rağmen neden pişmanlık duymuyorlar, FETÖ’yü terk etmiyorlar?
Bunun üç sebebi var.
Birincisi, ABD ve Avrupa’nın devam eden himaye ve desteği ile moral buluyorlar. Batı’nın verdiği teminatın, sağladığı korumanın yıllarca süreceğine inanıyorlar. F. Gülen’in “Haçlılar size zarar vermez. Sizin karınıza kızınıza, caminize dokunmazlar” ifadelerinin Vatikan ve Ortodoks merkezlerini ikna ettiğini düşünüyorlar.
İkincisi, F. Gülen yakalarını bir türlü bırakmıyor. Cezaevlerindekilere, FETÖ ile irtibat ve iltisakları yüzünden mesleğinden olan bilhassa TSK, emniyet ve yargı mensuplarına sürekli maddi yardım sağlanıyor. Yurt dışına adam kaçırmalar devam ediyor. Erdoğan’dan kurtulacakları günlerin yakın olduğu ısrarla söyleniyor. Yeniden yapılanma çabalarına hız veriliyor. Böylece “yıkılmadık ayaktayız” morali aşılanıyor. Kısacası F. Gülen yakalarını bir türlü bırakmıyor.
Üçüncüsü, çoğu ortaokul sıralarından beri hipnozuna girdikleri yapının ipliğinin pazara çıktığını görse de 15 Temmuz ihaneti vicdanlarında yaralar açsa da bütün hayatlarını verdikleri, her şeyi borçlu olduklarına inandıkları bu hain yapıyı terk edemiyorlar.
Kabiliyetleri sınırlı olduğu halde FETÖ yapılanması içinde mevki, makam, imkân, itibar sahibi oldular. Gülen’e itaat ettikçe güç ve imkân elde ettiler. Terk etme düşüncesi bugün onları perişan ediyor.
Çünkü terk etseler, hayatları boşa geçmiş olacak. Bunu kendilerine yediremiyorlar...
Ama dediğim gibi bütün moral yıkıntısına, perişanlığa ve paniklemeye rağmen FETÖ’cüler etkileniyorlar, sarsılıyorlar, tartışıyorlar, aralarındaki çatlaklar giderek derinleşiyor. Derin hayal kırıklığı yaşayanlar olduğu gibi hala devlete neden isyan edildiğini anlayamayanlar da var.
Bunu da sosyal medyadaki mesajlarından, açtıkları hesapları takip ettiğimiz internet sayfalarından görebiliyoruz.
Bir kısmı, F. Gülen’in “ben yapmadım, beni dinlemeyenler yaptı” algı operasyonuna çanak tutuyorlar. 15 Temmuz darbe girişimine katılıp firar edenlerin hesap vermesini istiyorlar.
Bir kısmı, “Abilik müessesesi için özeleştiri yapılsın” diyor. Yıllardan beri şikâyetlerin, haklı itirazların bir türlü en tepeye ulaştırılamadığını, “büyük abiler”in engellemeleri yüzünden “abi oligarşisi” oluştuğunu, artık buna son vermenin zamanının geldiğini söylüyor.
Bir kısmı, “şu süreç bittikten sonra ben kenara çekileceğim, kendimi unutturacağım” diyor.
Bir kısmı, yaşadıkları menfi sürecin getirdiği sorunların çözümü için “Hocaefendi” ile istişare yapılmasının şart olduğunu, ama “büyük abiler"in bunu engellediğini vurguluyor.
Dikkat edilirse FETÖ elemanlarında bir sarsıntı, şaşkınlık var ama kafaları en temel meselede karışık. Terör elebaşı F. Gülen’e hala toz kondurmuyorlar.
Önceleri ihanetler dâhil görmezden, duymazdan geldiler. Sonra her şeyi inkâr ettiler. Şimdi de tevil ediyorlar: “Gülen yapmadı, ona isyan eden kendi kafasına göre hareket edip güç sahibi olma hırsına kapılan ‘büyük abiler’ yaptı…”
15 Temmuz ihanetinin yükünü taşıyamadıklarından F. Gülen’i ayrı tutmak için onun kabahatinin olmadığını vurgulamak için çırpınıyorlar. Yani en baştaki hipnozun tesiri devam ediyor: “Gülen hata yapmaz, yanlış yapmaz. O her kararını Peygamber efendimize danışarak alıyor. Onu sorgulamak dine ihanettir...”
Ya zekâ kıtlığı ile böyle yapıyorlar. Ya aklımızla alay ediyorlar…
Hala Gülen’le ilgili bir pişmanlıkları yok.
Hâlbuki F. Gülen’den hesap sorulmasını istemedikleri sürece samimi olamazlar… “Biz meğerse bir terör örgütünün içinde kalmışız, örgütün elebaşı da Fetullah Gülen’dir” demedikleri, bu gerçeği itiraf etmedikleri sürece FETÖ’cüdürler.