Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük ve en sinsi terör örgütlerinden FETÖ’nün gerçek yüzü her gün ortaya çıkıyor. İşte iki gün önce FETÖ’cü savcılar Celal Kara ve Zekeriya Öz Gürcistan’a, oradan da Ermenistan’a kaçtılar. Başlarına ne geleceğini anlayan bu iki savcı Pensilvanya’nın yardımıyla soluğu yurtdışında aldılar.
2007-13 arası onlarca kurgu davayla insanların hayatlarını karartan, sınav sorularını çalan, dijital delil üreten, illegal telefon dinleyen FETÖ’nün yaptıkları çok hayat kararttı. KCK, şike, reytingi Balyoz, 7 Şubat gibi davalarla Türkiye’de hukuk adına her şeyi tüketen bu çetenin elemanları şimdi soluğu yurtdışında alıyorlar.
Ali Fuat Yılmazer’in kendisine yazdığı kitaba adını koyan Adem Yavuz Arslan başına geleceği anlayınca ABD’ye kaçtı. Emre Uslu, Önder Aytaç gibi kafayı yeme noktasına gelmişler tutuklanacaklarını anladılar. FETÖ’nün en tepe isimlerinden olan ve özel bir toplantıda “Erdoğan ya tutuklanacak ya da tımarhaneye gidecek” diyen Mustafa Yeşil hocasının yanına sığındı.
İki gündür Esad’ın bir numaralı silah tüccarı ve finansörü Hashem Akkad’la ilişkisini ortaya çıkardığımız Şerif Ali Tekalan kayıplarda. Aynı Tekalan 2010 KPSS sınavının şüphelisi. Soruları çalıp kendi müritlerini vermekle suçlanan Tekalan da kelepçeyi görünce firar etti. Ondan önce de FETÖ’nün önemli imam, abi ve temsilcilerinin hepsi kaçtı. Bu arada iki gün boyunca foyasını ortaya çıkardığımız Şerif Ali Tekalan gazetemizi arayarak “Hashem Akkad’ın Esad rejimiyle bağlantılı olduğunu bilmediğini, bilseydi bu nişana izin vermeyeceğini” söylemiş. Bu bile FETÖ’cülerin ne kadar sahtekar ve yalancı olduğunu ortaya koyuyor. FETÖ’nün en tepe isimlerinden biri Esad’ın bir numaralı finansörünü ve Şebbiha milislerine silah sağlayan adamı tanımamasına kim inanır? Şerif Ali Tekalan açık açık yalan söylüyor.
Zekeriya Öz ve Celal Kara’nın kaçışları aslında çok şeyi özetliyor. Kurgu davalarla sonuçları kontrol edemeyen FETÖ yeniden yalan ve dolana başvurmaya başladı. Kara ve Öz yurtdışına çıkarken rahat kıyafetleri tercih ettiler. Hatta aynı renkleri, hatta aynı valiz boyutlarını, hatta benzer şapkaları giymişler. Yarım saat arayla çıkış yapmışlar. Artık bunların bir örgüt ve çete olduklarından kimsenin bir şüphesi kalmadı.
İki savcının kaçması büyük skandaldır. Bu olaydan sonra FETÖ şüphelisi kim varsa hepsine yurtdışı yasağı getirilmeli. Kaçma şüphesi tutuklamanın en büyük gerekçesidir. FETÖ mensupları da başlarına geleceği bildikleri için birer birer kaçıyorlar. Şu anda Ermenistan’da olan iki savcıyı alıp getirmek bu devletin sorumluluğundadır.
Son 7 yılda davaları kurgulayan FETÖ’cü tüm hakim ve savcıların hepsine hemen, hiç beklenmeden yurtdışı yasağı getirilmeli ve tutuklanmalıdır. Çünkü hepsinin kaçma planları içinde olduğu biliniyor. Başka bazı Yargıtay ve Danıştay’da görev yapan yargıçların benzer hazırlıkları var.
Öte yandan her ne kadar Tahşiye kumpasından dolayı hakkında yurtdışı çıkış yasağı olsa da Ekrem Dumanlı da kaçma planları yapıyor. Bodrum gibi yerlerden Atina’ya kaçmak en fazla 500 dolara patlar. Üstelik FETÖ gibi her türlü belgeyi dijital ortamdan üretebilen çete sahte pasaport bile yapabilir. O yüzden baştan Ekrem Dumanlı olmak üzere kaçma ihtimali güçlü FETÖ’cüler hakkında gerekli tedbirler alınmalı. Yoksa çok geç kalınabilir.
Kaçma planı yapan bütün hakim, savcı, polis ve diğerleri attıkları her adımı Pensilvanya’nın talimatıyla atıyorlar. Orası ne derse ona göre hareket ediyorlar. Pensilvanya’daki çete lideri kimler nereye kaçacak hepsini organize ediyor.
Bu köşeden çok yazdık, çizdik. Gene söyleyelim. Türk devleti FETÖ’cüleri eze eze yenecek ve ettikleri her ihanetin bedelini bunlara soracaktır. Zaten soruyor da. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.