Daha önce de bu netlikte yazdım; FETÖ üyesi olarak suç teşkil eden faaliyetlerde bulunduğuna dair somut hukuki deliller oluşmadığı halde hakkında işlem yapılan kişiler varsa -ki olması muhtemel- bu ancak FETÖ'ye yarar. Kurunun yanında yaşın da ateşe verilmesi, belki o an için zarar olarak kıymetlendirilemez ama toptancı her muamele zamanla olumsuz bir bakiyeye dönüşür. Bu yüzden FETÖ ile mücadele aynı zamanda bu tip suiistimallerin, toptancılıkların, FETÖ davaları üzerinden kişisel menfaat temin etmeye çalışanların önüne geçmeyi zorunlu kılmaktadır. Yani FETÖ ile mücadeleye bunlar da dahildir.
***
Peki sahada ne, nasıl yapılıyor? Sosyal medya üzerinden kampanyaya dönüştürülen iddialara itibar edilir mi? Kimi gazeteci ya da siyasetçiler, "100 binlerce KHK mağduru var" diyerek neyi amaçlamaktadır? "FETÖ'nün siyasi ayağı" tartışması kime hizmet etmektedir?...
Şunu en başa koyalım; örgütlenme ve eylem biçimiyle tüm bu komplikasyonlara yol açan yine FETÖ'nün kendisidir. Çünkü amaçları, yapılanma ve eylem biçimi gizlilik üzerine kurulu bu örgüt her şeyden önce güven kavramını yok etmiş ve ihbarcılığı meşru hale getirmiştir.
40 yıldır saman altından su yürüterek devletin saç ayağı kurumlarına yerleşmiş ve zamanı geldiğinde kendileri dışındaki her şeyi patlatmaya and içmiş bir örgütten söz ediyoruz. Üstelik lideri üzerinden doğrudan CIA'ya bağlı. Türkiye ismini yumuşak güç olarak kullanmak suretiyle ve yüz kusur ülkede CIA adına faaliyet yürütüyor.
İşte böylesi bir örgütü ifşa ettik ve suç üstünde kıskıvrak yakaladık.
***
Batı ülkeleri blok halinde bize karşı iken, ülkenin ana muhalefet partisi FETÖ'nün sözcülüğüne soyunmuşken 15 Temmuz darbe girişimini ve bu darbeyi örgütleyen FETÖ'yü yargılamaya başladık. Sen misin bunu yapan! Darbeye darbe diyemeyenler, FETÖ ile mücadele için ilan edilen OHAL'e darbe demeye başladı. Daha ilk andan itibaren FETÖ'nün algı operatörleri işe koyuldu. Muhalefet ise "Düşmanınım düşmanı dostumdur" dediği ya da FETÖ'nün etki alanına girdiği için, Türkiye'nin elinde tarihi bir fırsat olan bu yargılamalara destek vermek yerine FETÖ tezlerini dolaşımda tuttu.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "At izi it izine karıştı" diyerek dikkat çektiği ortamı hatırlayın... FETÖ, darbe girişiminin akabinde, halka ihanet içindeki FETÖ'cü askerler bir bir toplanırken bile operasyon çekebiliyordu. 15 Temmuz'un kilit isimlerinden olduğu anlaşılan Adil Öksüz'ün, o gece tutuklandığı halde sabah olmadan salıverilmedi gibi...
Darbenin peşi sıra, OHAL'in sağladığı imkanla, devlet FETÖ'den temizlenmeye çalışılırken, kripto kişilerin, hiç alakası olmayanları FETÖ'cü diye ihbar etmesi gibi...
Böylece FETÖ, hem kendi kriptolarını korumaya alıyor, hem FETÖ'cü olmayan bir sürü kişiyi bu vesileyle ayak bağı olmaktan çıkartıyor hem de "FETÖ bahanesiyle tüm muhalifler devletten tasfiye ediliyor" algısı oluşturuyordu.
Nitekim muhalefet, bu tezi çok uzun süre dolaşımda tuttu. 15 Temmuz'a "tiyatro" dedi. Kılıçdaroğlu'na göre "Asıl darbe OHAL"di.
***
Fransa sadece iki terör saldırısına rağmen iki seneden fazla OHAL ilan etmişti. 2013'ten sonra FETÖ, PKK/PYD; DEAŞ, MLKP, DHKP-C örgütleri aynı anda terör eylemi düzenlerken bile Türkiye'de OHAL ilan edilmedi. 17-25 Aralık emniyet-yargı kumpasının üzerinden ancak 1 yıl geçtikten sonra bu girişimle ilgili kovuşturma başlatılabilmişti. OHAL ilan edilmeseydi bugün FETÖ dediğimiz yapı devletin içinde aynı güç ve kudrette duruyor olacaktı. Darbe başarıya ulaşsaydı Suriye'de PKK devleti kurulmuş, Doğu Akdeniz bize tamamen kapatılmış olacaktı. Kim bilir belki Kıbrıs'tan askerlerimizi çekmiş dahi olabilirdik.
Ama muhalefete sorsan "Asıl darbe OHAL"di.
***
Bugün FETÖ ile ilgili bir takım hoşnutsuzluklar ya da hukukun dışına çıkıldığını düşündüren hadiseler yaşanmışsa bunun bir sebebi FETÖ'nün bizzat kendisidir. Diğer bir sebep ise muhalefetin meseleye başından beri Türkiye'nin değil FETÖ'nün menfaatleri penceresinden bakmasıdır.
Neden mi? Çünkü kendi menfaatini de orada gördü. Çünkü ABD FETÖ'yü korumaktadır nasılsa ve her zaman olduğu gibi yine ABD galip gerecektir diye düşündü. Kendi içine düştüğü zillete Türkiye'ye de düşsün istedi.